Martin Eden. Ah be. İşçi sınıfından yükselip geldiği burjuvazinin ikiyüzlülüğünü acı bir şekilde tecrübe eden; akıllı, özsaygısı yüksek, cesur bir aşık, alevli bir bilge, bilgiye aç bir okur. 500 sayfalık bir kitabın beni sıkacağı düşüncesiyle başladım fakat kahramanın amacı doğrultusunda kendini keşfetmesi ve bu uğurda sergilediği cesaret ve bitmek bilmez azim beni kitabın tutkunu haline getirdi. Gerçi böyle bir kurguya sahip olan bir kitabın sayfa sayısının daha az olmasını beklemek yanlış olurdu.
Bir Martin Eden olmak isterim, hedefim için sağlam ve sarsılmaz tutkuyla adımlar atmak. Fakat büyük ve ateşli hedeflerin insanda bıraktığı acı bir yönü var. Kaybettiğinde ne önceki haline dönebilmek ne de karşı tarafa geçebilmek.. Hayal kırıklığıyla başa çıkmaya çalışmak gibi zorlu bir yol.
Neyse, okunduğu takdirde insana çok güzel bir bakış açısı kazandıran, aşırı güzel bir kitap. Okunur da okunur.