Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İlhan Berk
Sana gözlerimi versem, birlikte ağlar mıyız ? Gözyaşların kızgın demir, yüreğimi dağlar mıyız ? Sana ellerimi versem, birbirine bağlar mıyız ? Aradığı yalnız sendedir, muradını sağlar mıyız ? Sana içimi döksem, beraber toplar mıyız ? İlhan Berk (18.11.1918 - 28.08.2008) Saygı, sevgi ve özlemle…
Tüm Kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü Kutluyorum.
Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta, sanki gidenler hiçbir zaman hiçbir menzile erişemeyecekti. Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle Ve onlar ayın altında dönen ilk tekerlekti. Ayın altında öküzler başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi ufacık kısacıktılar ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında ve
Reklam
Küçük İskender
Küçük İskender
Ayak izlerimizde ölüp erimiş peri pelerinleri Periler birbirine düşman, pelerinler birbirine küs Sana bugün bir mektup yazdım: En çok En çok güllerden sözettim
Adını bir başkasından duymamalıyım. Görmemeliyim bir başkasında. Sana, senin gibi bir isim bulmalıyım. Göğün ve dalların birbiriyle buluştuğu, Kuşların fillerle vuruştuğu, Rüzgarların fısıldayarak çağırdığı bir isim. Kulağıma kadar, Dağların yamaçlarına çarpa çarpa gelen. İnsanların yabancısı olduğu, Kendi dilimde yazılmış, Şiirle bezenmiş
3.4.21 Bu gece yağmurum çok sevgili, bu gece hasret çok, vuslat diye hayal edilen o beyaz gecenin hasıl olacağı gün bugün; sen yoksun, beyazlık yok, vuslat yok. Bir uzun yol çizmişler iki gövde arasına, sanki her türlü nedamet orada, sanki her türlü ermanlık da orada, sanki yokuşlarla düzlükler birbiri içeri ve sanki bize hep dikenli tellerle
Bir ağaç olsam
Yazın gelişi benim için kedileşmeyi de beraberinde getirir. Nedir kedileşmek? Yaz havaları bastı mı bir hâller gelir, oradan oraya koşturmak yerine serin ağaçların, ya da evin içinde dolanasım, biraz oraya biraz buraya bakasım, sabahları güneşin altına, akşamları gölgeye uzanasım gelir. Sokaktan geçenleri izlerim, Cihangir'de yere yakın
Reklam
Askerliğimin son saatlerine gelirken rehberimden 37 kişiyi silmem, birçok yakın dediğim arkadaşımla mesafe koymam, birlikte yıllarca arkadaş olarak kaldığım, her gün saatlerce konuştuğum insanlarla aramda dağlar kadar boşluk olması bana 6 ayın neler öğrettiğini, kimlerle dost olarak kalmam, kimlerle yollarımın ayrılması gerektiğini öğretti. Ve bu süreç içerisinde aslında hayattaki tek mutluluğumuzun birazcıkta polyannacılık olması gerektiğini şart koydu. Zira arkadaşınızla bir bardak kahve, ailenizle ufak bir kır gezintisi, sokakta yürürken kulaklıkla müzik dinlemenin bile ne büyük değeri, hazzı, mutluluğu olduğunu gösterdi. Hayat gerçekten yaşamaya değer, bunu askerliğini yapan, zorluk gören insanlar gayet iyi anlarmış. Ben de anladım. Evlenirken oğlunuz askerliğini yaptı mı sözünün ne kadar değerli olduğunu burada fark ettim. Gerçekten askerlik insana birçok şeyin özellikle de ailenin ve arkadaşlarının (gerçek arkadaşlarının) seni sen yaptığını, sende de onlarda bir parça olduğunu gösterdi.
Bugün çok üşüyorum Mela. Yavaş yavaş kaybediyorum savaşı, Yavaş yavaş içime işliyor dünya. Yavaş yavaş uzaklaşıyorum idealden Yavaş yavaş sarsıyor bedenimi.. Mela Bugün her günden biraz daha çok üşüyorum. Ellerim daha çok üşüyor, Daha çok tutunmak istiyorum. Üşüyorum Mela. Ne önümde akarsular dereler var Ne ardımda vadi ve dağlar Çölde bile değil gibiyim bugün Üşüyorum. Ne ısıtır insanın içini, bilmiyorum.
KELEBEK İLE PAPATYANIN HİKAYESİ
Günlerden bir gün, evrenin bir noktasında, küçük bir tırtıl gözlerini hayata açmış. Doğal içgüdüleri ile hemen beslenmeye başlamış. Ne bulursa yemiş. Bir süre sonra, yeterince büyüdüğünde, kendine güvenli bir yer bulup, bir koza örmeye başlamış. Bu kozanın içinde geçirdiği uzunca bir sürenin sonunda da, rengarenk kanatlı bir kelebek olup
Ego
Bu kadar kibir kendini yüksek görme niye Ey insanoğlu hiç ölmiyecekmiş gibi yaşamak niye çok şükür ki ölüm var ve herkes ölecek dağlar kadar büyük ve yüksek egosuyla 2 metre toprak çukura sığacak vesselam..
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.