Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Vergilius hep kendi tarlalarının sınırlarında gezinmiş, her zaman kendi hayatının sınırboylarında kalmıştı; huzur nedir bilmeyen bir insan; ölümden kaçarken ölümü arayan, eser vermek isterken eserden kaçan biri; bir âşık ama yine de hep kovalanmaya yargılı, gerek iç gerekse dış dünyanın tutkuları arasında yolunu kaybetmiş, kendi hayatına sadece konuk olabilmiş biri
"Bir kötülük, dalgaya dönüşmüş bir kötülük, dile getirilemez, kavranılması imkansız bir kötülük dalgası alanda kaynamaktaydı; bu kötülük elli bin, yüz bin ağızdan kusuluyordu, bu kötülüğü herkes duymaksızın, hatta kötülük olduğunun bilincine bile varmaksızın birbirine haykırmaktaydı; buna rağmen yine herkes, cehennemi çağrıştıran bir
Reklam
İnsanoğlu korkunun bilincine varmak zorundadır Kendine acı çektirmek değil.
İnsan ne kadar dünyevi yetersizliğinin mahpusu olursa -olsun -ve hatta isterse, pencerenin pervazına güçlükle yapışmış, bir hasta ve artık ölümün damgasını taşıyan biri sıfatına sahip bulunursa bulunsun o ölçüde düş kırıklığına mahkumdur.
Dili dondurarak ,hatırlamaları dondurarak, alacakaranlığa kulak vermek, Hiçlikte ölümün çorak tarlalarında donup kalmak.
Bu dünyaya ait hiçbir vasıta ebedi görevin yerine getirilmesi,düzenin aydınlığa kavuşturulması ve ilan edilmesi için yeterli olmaz.
Reklam
Aslında herkes, seslerden oluşma çalılıkların kuşatması altındaydı, herkes hayatı boyunca o çalının içinde dolanıp duruyordu, yürüyordu, yürüyordu, fakat yine de içine girilmesi imkansız bir sesler ormanında , bulunduğu yerin sürgünüydü; geceleri topraktan filizlenircesine gelen seslere takılıp kalmıştı; bütün zamanların ve mekanların ötesine başlayan orman köklerine takılıp kalmıştı; evet herkes ehlileştirilmesi imkansız seslerin ve onların ahtapotun seni andıran kulların tehdidi altındaydı; birbirlerine sarılırken ona sarılan ses dallarının, dal dal seslerin tehdidi altındaydı; bunlar birbirlerinden ayrılarak dallanıp budaklanırlar.
Kötülük, kalmıştı, ve şimdi Vergilius onu algılıyordu,algılamaya yargılıydı; bu, insan ruhunun tutsak edilmişliğinin kötülüğüydü; ve o ruh için her özgürleşme, hep yeni bir tutsak ediliş anlamına geliyordu.
Her kim ki ölümü kabullenir ancak o kişi ölümlülüğün yörüngesini tamamlayabilir.
Kendini ancak imgeler aracılığıyla kavrayabilirdi,imgelerin zorla uzaklaştırılması imkansızdı; onlar,sürünün başlangıcından beri içimizdeydiler,düşünmemizden çok daha önceye ait ve çok daha güçlüydüler,zamanın dışındaydılar,onlar geçmişi ve geleceği kendilerinde birleştiriyorlardı,bir rüyanın ikiye katlanmış hatırsaydılar ve bizden daha güçlüydüler.
Reklam
Varolmak adına ne varsa iç dünyasında toplayabilmek için yalnız kalmasından daha önemli değildi.
Vakit, artık çok geçti, geriye sadece kaçış kalmıştı, gemi hazır bekliyordu, demir alınmaktaydı; vakit, artık Çok geçti
Birlikteliği, aşkı, uzaklıkları ancak ölümüne eşiğine ulaşmış olanlar bilebilir.
Sen de mi kendini sonsuzluğun tehdidi altında hissediyorsun?
Yeryüzünün Hayhuyu yatıştırılamıyordu, ateş, söndürülemiyordu,aşk, hep hiçliğin paramparça edici şimşeklerinin prangasına vurulmuş olarak kalıyordu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.