Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

aysese

aysese
@vfrankenstein
İstanbul
7 Kasım 2005
44 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Şefkat artık burada bitmeliydi, toprak onu almalı ve saklamalıydı. Ne güzel bir istirahattı bu! Duyacağı tek ses ot saplarını ezen kuşların hafif ayaklanı olacaktı. Başının üstünde kimse yürümeyecek, rahatsız, edilmeden yıllarca evinde kalacaktı. Bu günlük güneşlik bir ölüm, kırların dinginliğinde sonsuz bir uykuydu.
Sayfa 47 - Can Yayınları
Reklam
"Artık içim rahat öleceğim.. Kırlara gitmeyi hak etmiştim, sana kırları özlemediğimi söyleyemem. Ama sen gideceksin, sen.. Seçtiğimiz yere yerleşeceğine dair bana söz ver, biliyorsun, hani şu Melun yakınlarında annenin doğduğu köy.. Bu beni çok sevindirirdi, diye mırıldandı.
Sayfa 29
A. Öyle sarsılmaz bir doğrulukla konuşur ki, dinleyicileri ikide bir başlarını sallarlar. En az iki semirmiş kavramı dans ettir meden tek cule tamamlamaz. Bu parlak sözler değil midir atlarla tek boynuzluları birbirinden ayıran? Binlerce alıntıyla konuşur ama alıntıları sıralarken ne denli özgündür! Biraz Prometheus, biraz Sanço Panzo'dur.
Sayfa 66 - A'dan Z'ye İnsan Manzaraları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ah anne, biliyorsun onu hakikaten seviyordum: Ah anne, sığar mı bir mezara iki kişi?
Nasıl bu kadar tatlı uyuyabilirdi insan Ölüm başucundayken?
Reklam
Reading Zindanı Baladı
O kadar sessizdi ki her gün Yosunlara takılmış dalgalar gibiydik Ve acı kaderimizi unutmuştuk Aptalı ve üç kâğıtçıyı bekleyen Ta ki bir gün çalışmadan dönerken Geçtik yeni kazılmış bir mezardan. Ağzını açmış sarı çukur Yaşayan bir şey bekliyordu; Çamur kana susamış Asfalt meydanda: Ve biliyorduk tan ağarmadan önce Asılacaktı içimizden bir mahkûm daha.
Sayfa 23 - Doğubatı YayınlarıKitabı okudu
Romanın sayfalarında Vampir Kont yok edilir fakat romanın sayfaları zaten ona dar gelmektedir.
Sayfa 12 - önsöz
Çocuk ağladığında karısının yüzünde meydana gelen değişikliği fark eden Stepan Arkadyiç, "Sevdiği çocuk benim çocuğum aslında, benim çocuğum; benden nasıl nefret edebilir ki?" diye geçirdi aklından.
Sayfa 18
"Görmüyor musun ki gözlerim neşeli, sevinçli ve pek çok ferahlıkla parıl parıl parlamaktadır. Ama bunun sebebini başka bir şeye yorma. 'Gözünün ışığının bu kadar aydın olması, ancak senin aydınlık yüzünün pırıltısından akseden bir aydınlıktır.' Hiç aynayı eline alıp da kendi güzelliğini kendin seyrettiğin ve özellikle gözlerinin tatlılığına dikkat eylediğin var mıdır? 'Senin kendinden geçmiş gözlerin gibi gözleri, dünyanın gözleri görmemiştir. Kendi gözlerin kendinde olan tatlılığı görmekten acizse sana ben haber vereyim. 'Senin gibi baştan ayağa kadar tatlı bir nazenini dünyanın hiçbir tarafında haber veremediler. Zira Allah da öyle bir vücut daha yaratmadı.' Bizim seni seyrederken altında kaldığımız etkileri sormuyor musun? Biz senin kaşların gözlerin karşısında tir tir titremekteyiz. Zira 'âşıkların kanına ve canına kasıtla, kâh senin sarhoş gözlerin tuzak kurmuş ve kâh gaddar kaşların da yay çekmiştir." Gerçi, sen bizim böyle hüzünlü hüzünlü ah edişlerimizden ve ağlayarak yalvarmamızdan zevk alıyorsun. Ancak 'cayır cayır yanan tutuşmuş bağrımızın dumanı her dem başımızı bürümekte olup bu mis kokulu dumanın güzel kokuşu için bir ödağacı gibi nice bir ateşler üzerinde yanıp kalalım.' Senin aşkının derdiyle hasta oldum. Döşeklere döşendim. İşte hayatımın kalanından da ümit kalmadı. 'Eğer tatlı canımın dudaklarıma kadar gelmiş olduğu şu anda, sen dudaklarını dudaklarım üzerine koyarsan sonsuz hayat bulurum' yoksa böyle kıvrana kıvrana can verir giderim..."
-Spoiler-
Hayır sevgilim, sana karşı suçlamada bulunmuyorum, senin o neşeli evine acılarımı yollamak istemem. Seni rahatsız etmeyi sürdüreceğimden sakın korkma -bağışla beni, sadece çocuğumuz biraz ötede ölü ve terk edilmiş olarak yatarken, ruhumun çığlıklarını dillendirmek zorundaydım.
Reklam
Yarın o yabancı, karalar içindeki kaba saba adamlar gelecekler ve bir tabut getirecekler, benim zavallı, benim biricik çocuğumu onun içine yatıracaklar, belki tanıdıklar da gelecek ve çelenkler getirecekler, ama bir tabutun üstündeki çiçeklerin ne anlamı olabilir ki?
Vücudumu acıtan zemin de üstümde sadece ince bir giysiyle yatıyordum, çünkü bir şey örtmemiştim, uykuya dalarsam senin ayak seslerini duyamam korkusuyla ısınmak istemiyordum.
Ben sana bütün hayatımı, hakiki anlamda ilk defa seni tanıdığım gün başlamış olan o hayatı anlatmak istiyorum.
Varoluşçuluğun kökeni
Giderek insan, Sartre'ın deyişiyle "nedensiz, zorunsuz, anlamsız bir varlık" haline giriyor. (L'Etre et le Néant, s. 713) "Geçmişsiz, desteksiz, yapayalnız bir varlık." (La Nausée, s. 102) "Tarih denen arabaya hayvanca koşulmuş, savaşı ve ölümü bekleyen bir varlık.."
(...) Astıracağım, bütün dünyayı astıracağım. Yine de paramı bulamazsam kendi kendimi asacağım!
Sayfa 84 - HarpagonKitabı okudu
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.