Bir şeyi yıkmak bir son değildi; daha güzelini, daha iyisini, faha doğrusunu yapmakla sona ulaşırdınız. Ya da belki son hedef diye bir şey hiç yoktu. Bir şeyi başarırdınız ve sonrasında değişirdiniz, başka bir şeyi başarmaya hazır olurdunuz. Birbiri ardına problemleri çözerdiniz; ta ki dünyayı değiştirine dek.