Witcher serisinin okuduğum, en iyi çevrilmiş kitabı. Serinin önceki kitaplarında daha fazla devrik cümle ve daha fazla ucuz kelime seçimleri gördüğümü hatırlıyorum.
Yeni tanıtılan karakterler sevilesiydi, yalnız Cahir çok açmadı beni. Milva gibi ağzı bozuk, feminist bir karakterin hikâyede bu kadar yer edeceğini hiç tahmin etmemiştim, çıkışları beni çok güldürdü. Regis'e de bayıldım zaten. Ama olay örgüsü hiç sarmadı maalesef. Büyücüler locasının olduğu kısım ve Witcher-Dandelion ikilisinin başının belaya girmesi, her zamanki gibi heyecanlıydı, bir de kitabın sonu yüzümde tebessüm bıraktı ama 430 sayfanın çok az bir bölümü beni eğlendirdi ve sürükledi gerçekten. Geri kalan kısmı, karakterlerin arasında dönen muhabbet hatrına okudum diyebilirim. Serinin, benim için, en iyi kitabı olan Nefret Çağı'nı okuduktan sonra, bu kitap benim için çok düşük kaldı ama Elflerin Kanı kadar da kötü değildi.
6. kitabın çok daha iyi olması dileğiyle...