Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeyneb

Zeyneb
@xzeynebas
Sınırlar yürümeyi bilmeyenler içindir.
Gökyüzüne bakarken Engin. Bir yıldız kayıyor. Hep böyle olur. İnsanlar gökyüzüne bakar ve bir yıldız kayar. Aslında bundan daha tabii ne olabilir? Bir yıldızın kayışını görmek bile kâfi değil midir...?
Reklam
-Seninle harama batmamış bir beldeye hicret edelim, demişti Süheyla. Harama batmamış bir belde. Hicret.
Geçtiğimiz kırk gün, sorana sormayana seni anlattım. Dilimde gül bitti adını andıkça; kelimeler ağzımdan kuş olup uçtu, sustuğumda kanat çırptılar ağzımın içinde, tutamadım; ilk aralıktan uçtular, seni anlattılar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Taşları okuyorum göz ucuyla, hüvelbaki... Sanki her mezar benim mezarımmış, sanki her mezar beni yutacakmış gibi geliyor.
Tozlu bir sandalyeye kendimi sakınmadan oturdum. Memurlar öğle paydosuna çıkmış da birazdan döneceklermiş gibi bekledim. Gelmediler. Gelmediklerine şaşırmadım ama yine de beklemiştim işte. Hepimiz ömrümüz boyunca birçok şeyi böyle beklemedik mi zaten?
Reklam
Kasnağını dizlerime koydu. Kim demiş kof bir kasnak, pörsüyüp eprimiş bu bez ve lavanta kokan birkaç tutam saç hafif olur diye? Ben o gün bu gündür yürüyemedim. Srebrenitsa Katliam'ındaki dokuz bin kişinin altında ezildim, diz kapaklarım kırıldı ve her bir çıtırtının sesini duydum. Nene de duydu. Şimdi siz de duydunuz ama nasıl sağır olmadınız bilmem?
Her şey yerli yerinde. Güzel. Lakin ben nerdeyim? Zamanın neresinde? Hangi sarmaşıklar sarıp sarmaladı beni ?
Sevgili Dost, Bir bedenin organları gibi olduğumuz söylenmişti bize ve biz buna inandık. Çünkü bu sözün sahibi Peygamberimizdi. Vücudun bir parçasının geçirdiği rahatsızlık hani bütün vücudu ateşler içinde bırakacak, bütün vücut bu rahatsızlıktan elem duyacaktı? Kol kesilirken dudak gülüyor, ayak kesilirken kollar el çırpıyor, bir göz oyulurken diğer göz futbol maçı izliyor. Bir cinnet olmalı bu!
Geçen sabah senin üzüntülü olduğunu söylediler. Dokunsalar ağlayacakmışsın. Dokunmamışlar. Yine de ağlamışsın; dostun gözünden akan bir damla yaşın yeryüzündeki bütün gölleri tuz gölü yaptığını bilmez gibi. Gül ki, acılaşmasın göller . Göl ki, orada demirli kayığımız.
Sevgili Dost, Sana ne yazacağım ki, ellerim titremeye başladı."Ne güzel!" diyecektim oysa, bir dostla yanında değilken konuşmak. Ne güzel diyecektim, mektup mu; yazarak susmak.
Reklam
Karanfillerden biri. Kokusunu bilemiş, kızgınlıktan morarmış gözlerini belertip duruyor. Besbelli burnundan soluyor. Sesimi çıkarmayınca üsteliyor: -Sen daha dur. Başına neler gelecek . Otur bekle, parmağını kıpırdatma. -Ben aciz bir adamım, beli bükülmüş bir adam. -Eeeee... -Ne yapabilirim ki ? - Mızmızlanma, hadi kalk, ezan vakti yaklaştı, minareye çık da şöyle bir ezan oku. -Okuyorum ya! Her zaman okuyorum. -Bizden başka sesini duyan yok , kim bilir nasıl okuyorsun? ........................ -Ciğerini parçala, gözlerinden kan akıt, sesini değil kendini havaya savur.
Yalnız kalmak derken Jülide'yi kastetmiyordum. Onu da yalnızlığımın bir parçası olarak görüyorum. Yalnızlığımın en değerli parçası..
Nefesi bitti demişti birisi . Ne garip, bir bedenden nefesi çekince et yığınına dönüşüyor; o küçücük nefes hayatın kendisi oluyor.
Kendi kendime ayna oldum, gördüklerime tahammül edecek gücü bulamayınca da paramparça ettim. Söylemek kadar kolay olmadı. Hiç kolay olmadı. Kendi sırrını parçalamak.
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.