Soluksuz okuduğum bir Murakami kitabının daha sonuna geldim.
Anlatıcımızın aynı zamanda kahramanımızın kendi perspektifinden yansıttığı dünyasında; monoton bir iş hayatı, dağılmış bir evlilik
, bol betonarme, kendisi ve çevresi ile uyumsuzlukların yer aldığı monoton bir çevre vardır.
Kulaklarına aşık olduğu bir kadın ve yeraltı dünyasını elinde tutan Büyük Patronun kahramanımızın hayatına girmesi ile bizde Murakami’nin sevdiğimiz gizemli dünyasına doğru hızlı bir geçiş yapıyoruz. Eski dostu Fare Adamın gönderdiği mektuptan çıkan ve sırtında yıldız işareti olan bir koyun gizem unsurumuz, odak noktamız haline geliyor. Güzel kulaklı kadın ve kahramanımız ile kentin karmaşasından sıyrılıp Hokkaido’nun dağlarında gizemli koyunu ve eski dostumuz fare adamı arıyoruz. Cömert doğada, cömert insanlık tabelasından sonra serüvenimizin de yönü değişiyor. Bol ezoterik, pagan metaforlar, ruhun ölümsüzlüğü, yeniden diriliş, maddenin canlılığı, koyun miti ile bambaşka bir evrene adım atıyoruz. İşte benim sevdiğim, soluğumu tutup okuduğum kısımlar tam burasıydı.
Fare adam serisi, Doğan Kitaptan daha birkaç ay önce çıkan destek kitabı “Dans Dans Dans” ile birlikte tam 4 kitaptan oluşmakta. Yaban koyununun izinde kitabını okuyup kopukluklar yaşadıysanız şayet ya da kahramanın uyumsuzluğu neden ya da fare adam kimdir, nereden çıktı sorularına sahipseniz size ilk olarak “Rüzgarın şarkısını dinle” ve ikinci olarak “Pinball 1973” kitaplarını okumanızı tavsiye ederim. Bir de bu şekilde “Yaban Koyununun İzinde” kitabını değerlendirmek daha doğru olacaktır.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
