Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Icetree

Küçük Bir Tarih Dersi (Tarih ve geçmiş aynı şey değildir)
Tarih diye birşey yok aslında.Tarih yenenlerin tarihi. Kalem kimin elindeyse tarihi o yazıyor, hem de yeniden yazıyor. Sadece olanı ve biteni anlatmayan tarih; yenenlerin , düne baktığında görmek istediği ve yarınlara göstermek istediği tarih. Belge diyor tarihçi. Nedir ki belge? Bizi yenenin sizin görmenize izin verdiği şey değil mi? Belge , sadece onun korumaya karar verdiği değil mi? Gördüğünüz, görmenize izin verilen şeyden ibaret değil mi? Kalemi elinde tutan taraf, şayet zamanın en vahşi savaşını barış için başlattığını belgelerle şerh düşerse belgeyi kim ne yapsın?
Sayfa 315Kitabı okudu
Reklam
Boynum bıçağın altındaydı ama ben İsmail değildim. Hepsi de bıçak ama aşabilmeyince kaybın hikmeti yoktu. Aşabilince bıçak İsmail'in boynuna değen kutlu bir bıçağa dönüşüyordu da, bilmeyince sadece celladın satırı oluyordu.
Sayfa 239Kitabı okudu
Kendi içimden başka bakacak yerim kalmayınca fark ettim insan kalbinin ne kadar çok duygusu olduğunu.
Sayfa 238Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aşk risalelerinde hoş duran o cümleyi hayatta yaşadı. Bir ömre refakat etmek ölüme refakat etmekmiş anladı.
Sayfa 211Kitabı okudu
Bütün nefesimle Endülüs'lü bilgenin söylediğine katılırdım: Kainatta ne varsa hepsi vehim ve hayallerdi. Yahut perdelere vuran akisler veyahut gölgelerdi.
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
Bozulmayan ne kalmıştı ki biz bozulduğumuz zamanda?
Hayatın içinden gelen ve ayakta kalabilmenin sırrını bilenlerin ancak sahip olabildiği acımayan bir yeri vardı ruhunun.
İhtisas eğitiminde bir laf vardır: Günler uzun, yıllar kısadır.
Bir insanın hayatını kurtarmak, hayatından da öte, kişiliğini hatta ruhunu kurtarmak, tartışılmayacak kadar kutsaldı.
Reklam
Yıkıcı bir umutsuzluk kadar kötü olan tek şey gerçekdışı bir iyimserliktir.
Her Yerde Biraz Tolstoy
Korkarım ki, gün geçtikçe Tolstoy'un Savaş ve Barış'ta tarif ettiği şu klişe doktor tipine benziyordum: "Kendini boş bir şekilciliğe kaptırmış, ezbere hasta tedavi eden ve işin insani boyutunu bütünüyle gözden kaçıran sözde bir doktor!
Ya elindeki olanakları görebilecek kadar gelişmiş değilsin, ya da bunu yapmak için rahatını, gururunu gözden çıkaramıyorsun.
Sayfa 249 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bir şeyin eksik olduğunu daha sık düşünmeye başlamıştı. Dürüst ,güzel ,soylu ülkülerin, zevklerin noksanlığı değildi bu. Yaşama gücünün eksikliğiydi.
Sayfa 245 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
133 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.