Belki biraz sessizlik,dinginlik için gelip,etrafınızı duyumsamaya çalıştığınız bir anda dikkatinizi çeken bir şey olur;takılır kalır;merakınız cezbolur.O anda,hiç tanımadığı birine hikayesini anlatmak isteyen o kişi, sizi bulmuştur ve hikayesini dinlemeye başlamışsınızdır bile.
Amok koşucusu aslında her birimizin bir yerlerde denk geldiği bir ana çevirmiş ışığını. Kimselere anlatamayacağı bir yükün altına girmiş bir doktor, verilmiş bir söz ve onu yerine getirmeyi kendine ant içmiş bu kişinin verdiği sözün hayatının amacına dönüşüşünü okuyoruz. Etrafımızda olup bitenlerin ne kadarının gerçekten bilincindeyiz diye düşünüyor insan okurken. Bir gazete sayfasının bir köşesinde anca yer bulabilmiş, belki birkaç belki 1 dakikamız kadar hayatımızda yer bulan onca haberin, hikayenin aslında neler olduğunu hiç bilmeyişimizin öyküsü.