İki İranlı alim dini tartışıyorlar. Biri ötekine, "Son tahlilde," der, "cennete kim gidecek?" Mizahî yönüyle çok iyi tanınan bir şair olan öteki, "Bak," der, "bu çok basit. İslâm'dan başka tüm dinler bâtıldır; dolayısıyla onları düşünmemize gerek yok. Geriye İslâm kalıyor. Ama Müslümanların da bir kısmı Şîî, bir kısmı Sünni'dir, ve hepimiz biliyoruz ki Sünnîler doğru yoldan ayrılmışlar, dolayısıyla cehenneme atılacaklardır. Geriye Şiiler kalıyor. Ancak, Şiiler arasında da sıradan insanlar ve ulemâ var. Herkes biliyor ki sıradan insanlar Allah ve din konusunda umursamaz bir tutum içindedir, dolayısıyla cehennemde yanacaklardır. Geriye ulemâ kalıyor. Ama. ulema da sıradan insanlara üstünlük taslamak için ulemâ olmuştur. Geriye ikimiz kalıyoruz; ancak, senin hakkında emin değilim." Bu tür bir akıl yürütme tanıdık gelmiyor mu? Çağdaşlarımızdan birçoğunun, bunlar ister Müslüman, ister Hıristiyan, Yahudi, alim, bilim adamı, siyasetçi veya başka birileri olsun, böyle düşündüklerini söylemek belki de çılgınca bir yanlış değil.
Sayfa 314Kitabı okudu
Siyonizmin hedeflerinin böyle radikal bir sekilde tanımlanmasi bir kez daha şu soruyu gündeme getirmişti: Filistinli Araplar İçin ayrı bir siyasi varlıktan söz edilebilir mi ve böyle bir durum soz konusuysa, Siyonistlerin Araplara karşı tutumu ve öngörülen Yahudi devletinde Arapların konumu ne olmalıdır? Jabotinsky bu sorunun cevabını, 1923'te "The Iron Wall" başlığıyla yayımladığı iki önemli makalede ortaya koymuştu. Makaleler Revizyonist teorinin Arap sorunu hakkındaki duruşunu ve teorinin mücadele sloganinı da belirlemişti. İlk makale "On the Iron Wall (We and the Arabs)" başlığını taşımaktaydı. Makale, Jabotinsky'nin Araplara karşı duygularını mizahi bir tonla “nazikâne kayıtsızlık" olarak açıkladığı kişisel notuyla açılıyordu, ancak Arapların Filistin dışına çıkarılması hakkında herhangi bir görüşü de kesinlikle kabul edilemez bularak reddediyordu. Konuyu felsefi bir boyuta taşıyarak, asıl barışçıl hedeflere barışçıl yollardan erişmenin mümkün olup olmadığını sormak gerektiğini vurgulamıştı. Sorunun cevabıysa, Jabotinsky'nin tereddütsüzce ve ısrarla belirttiği üzere, Siyonizmin Araplara yaklaşımında değil, Arapların Siyonizme yönelik tavrında yatmaktaydı.
Sayfa 56
Reklam
72 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Dolaptan Temasa sözcük anlamıyla Dolaptan izlemek ve gözetlemek anlamına geliyor. Kitabın ismi ve konusu bu kadar uygun düşer... Bir dolabın içinde sıkışan ve kurtulmayı bekleyen Behram Ağa'nın tanık olduğu olaylar hem mizahi, hem vurucu bir şekilde bizlere aktarılmış. Dönemin İstanbul'unu, yaşam tarzını, helva sohbetlerini, yahudi halkın
Dolaptan Temaşa
Dolaptan TemaşaAhmet Mithat Efendi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,608 okunma
115 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Shakespeare bu oyununda,Syhlock ve Antonio arasındaki borç ilişkisi ve bu ana olayı çevreleyen yan hikayeler üzerinden adalet sistemi ve kanunları mizahi bir ölçekte yorumluyor.Bunu yaparken de günümüzde hala güncelliğini koruyan anti-semitizme büyük ölçüde değinmekten geri durmuyor. Kitabın kurgusu,olayların akışı bir bakıma Shylock adlı Yahudi
Venedik Taciri
Venedik TaciriWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202210,9bin okunma
115 syf.
·
Puan vermedi
️Shakespeare, aklımda hep abartılı ses tonlarının kullanıldığı tiyatro yazarı olarak yer edinmişti. Ta ki ilk kitabını okuyana kadar. Eseri okurken ilk dönem Yeşilçam karakterleri gözünüzde canlanacaktır. Hatta yanılmıyorsam benzer konular çokça işlenmiş bu filmlerde. 🤩 ️Yaşadığı dönemden olsa gerek yarattığı karakterlerin net özellikleri var.
Venedik Taciri
Venedik TaciriWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202210,9bin okunma
Biraz Yahudi Mizahı
- Söma bir kez daha dış görünüşümle alay edersen, tavayı alnının ortasına yersin. Anladın mı beni? - Evet, anladım Roza. - Ne anladın bakalım? - Fazla kilolarının, kişisel sağlığım için gerçekten de birer tehdit unsuru olduklarını anladım.
Reklam
63 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.