Ben Kimim…?…!
Dudağım sevişirken tütünle
Elim sarmışken belini
Gözlerimde hayalin
Umutlarımın resmidir cismin
Ey beni sevmeye cahil edenim
Yaktığın aşktır
ateş değil!
lamartine - göl
ebedi gecesinde bu dönüşsüz seferin
hep başka sahillere doğru sürüklenen biz
zaman adlı denizde bir gün bir lahza için
demirleyemez miyiz?
ey göl, henüz aradan bir sene geçti ancak,
seyrine doymadığı o canım su yanında
bir gün onu üstünde gördüğün şu taşa bak,
oturdum tek başıma!
altında bu kayanın yine böyle inlerdin;
yine böyle
Elim Kaza Değil Cinayet!
Sarayın Türkiyesi Öğrenci Mezarlığı!
Aydın'da yaşanan olay bir kere daha göstermiş bulunuyor ki; bizim ülkemiz, başka ülkere yardım uçağı gönderip, para hibe ederken, ekmek verir gibi vatandaşlık verirken, kendi gencini, kendi vatandaşını ihmal ediyor!
Mezun olalı ve KYK görmeyeli yıllar oluyor ama bu olay beni öyle etkiledi ki, haberi okuduğum andan itibaren gözyaşlarıma engel olmaya çalışıyorum ve muhtemelen birazdan duşa girip ağlayacağım.
Aileyi düşünemiyorum bile...
Gencecik bi' kız ya... Mezun olacaktı üstelik bu yıl. Ne tür planları vardı, ailesinin ne hayalleri vardı, kim bilir.
Böyle bi' telefon aldığınızı hayal edebiliyo musunuz?
Ya da böyle bi' telefon açmak zorunda olduğunuzu?
Yeğenim ve bi' çok öğrencim şu an KYK'da kalıyor. (Hepsi hep asansörlerden şikayetçi.)
Birinin arayıp içlerinden birisiyle ilgili böyle bi' haber verdiğini hatırıma getirmek bile istemiyorum.
Müdür açığa alınmış!
Yakında döner ya da bi' yere sürülür, en olmadı başka bi' görev verilir.
Bu ailenin içini soğutmaya yetecek mi!
Giden canları geri getirecek mi!
Yıkılan hayalleri yeniden inşa edebilecek mi!
Sorumlular hesap vermeli!
Balık istifi oralarda kalmak zorunda bıraktığınız gençler değil suçlu!
Sizsiniz!
Hani diyorsunuz ya, "15 kişilik asansöre 16 kişi binilmiş(!)" diye! Aklımızla daha geçer gibi!!!
Hah! Bu nasıl bi' gerekçe olamaz, adalet bu kez bize gösterebilir dilerim!
Eylül çoktan geldi geçti. Ekimde toparlanır yakında. Kasım ise henüz muamma…Güzel şeyler şeyler çabuk yaşanır, çabuk geçer derler. Oysa ki en güzel mevsimdi sonbahar en delikanlı mevsim . Onu da yaşamadan, farkına bile varamadan geçiyor şu sıralar. Neyse ki yarınlar var. Yaşanmayı bekleyen nice son baharlar. Belki bir sonbaharda karşılaşırız seninle. Serin bir havada bir kahve içeriz seninle. Kırk yıl borcumuz olur birbirimize. En güzel kırk yılımız olur…
Özdeyişler - Filozoflar
_Büyücü elini şıklattı, fakirlik yok oldu; büyücü bir kez daha elini şıklattı, savaşlar yok oldu. Politikacı elini şıklattı; büyücü yok oldu.
_Halinize şükredin, zira Allah sizi Amerika, İsviçre ya da Fransa gibi bir ülkede yaşayan, her türlü sosyal hakka sahip, mutlu ve huzurlu zengin bir kâfir olarak da yaratabilirdi.
_Yücelmek için özür
Yorgun adım gidelim elini ver
Koklayalım güneşi bana yeter
Kağıt kesiği gibi hayat çok acıtır bir anda geçer
Yorgun adım gidelim elimi tut
Düşeriz peşi sıra neredeyse umut
Gözyaşlarım, sevinçlerin için sana emanet
Çok uzun sürmez yakında sen sağa ben selamet
Beyaz bir lalenin saflığını ve temizliğini taşır içim
Karardıkça zorlaşır nefesim
Temiz tutmaya çalıştıkça kirletilir ruhlar
Uzaklaşır bazen insan sıcak bir yürek ağır gelir
İyiliğin fazlası da zarardır, ağırdır
Taşıyamaz insan ve ezilir gider altında
Hayat sevdiceğim ayrı kalmak için çok kısa
Ezildiğim yüreğinin altındayım hala
Elimi