Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Sus Barbatus, kırmızı sakallı bir yaban domuzu ve romanın odak noktası. Karın, kışın, kıyametin Doğu’nun dağ köylerindeki ruhunu sembolize ediyor.
1979 kışında Ç.nin köylerinden birinde geçen romanın ilk cildi, gerçekten aldığı ödüle layık bir kurguya sahip.
Kenan ve Zeynep, yeni evli bir çift olup çocuk beklemektedirler. Karda, kışta yürüyerek kasabaya muayeneye gidip gelince Kenan, para kazanmanın hevesiyle Kadir Ağa’nın oğlu Atalay’dan bir tüfek alıp domuz avına çıkar. Bu sırada, köydeki karakola yaralı bir solcu getirir askerler. Onu iyileştirip konuşturacaklardır. Muhtar Kadir Ağa, Bekir Komutan’ın emriyle oğlunu kasabaya doktoru almaya gönderir ama köydeki gençler okuyup komünist olmaya başladığından endişelidir. Çünkü komutan onu sıkıştırmaktadır. Köyün öğretmeni Mustafa da sendika toplantısı için kasabaya gittiğinde işler karışmaya başlar. Karısının kız kardeşi Aynur, sorgudan çıkarak dönmüş ve yaralı arkadaşını kurtarma planları kurmaktadır. Bu sırada iri bir Sus Barbatus avlayan Kenan da donma tehlikesi geçirmesine rağmen domuzu satıp ailesine rahat bir nefes aldırmayı kafasına koymuştur.
Kitapta sadece bölümler arası geçişleri iyi takip etmek gerekiyor. Hangi karakterin anlatıldığını bazen kaçırmak mümkün. Ancak gerçekten harika bir roman..
Arzın Hazineleri
mübarek beldeler gayet yalın bir dille anlatılmış. karton kapak estetik bir hava katmış kitaba. tasarımı çok beğendim ve ayrıca kitaptaki içerikler görsellerle
desteklenmiş.
gidemeyenler için adeta kutsal bir yolculuk hissi veriyor, gidenler için de o anları tekrar yaşamasına vesile oluyor.
[akademik dille yazılan bir kitap olmadığı malum ama bölüm sonlarında numaralandırılma yapılıp kaynaklar gösterilebilir diye düşündüm.]
2024 ün ilk incelemesi gelsin
Yusuf Ziya Bahadınlı Gemileri Yakmak adlı romanında, Milli Mücadele sırasında Antep’in farklı kesimlerinin Milli Mücadele’ye olan yaklaşımlarını ele alıyor. Bu romanda geçmişte yaşanılanlardan yani 40-50 yıl sonrasındaki olanlardan dersler çıkarılmaya çalışılır. Milli Mücadele döneminde düşmanla işbirliği yapanlar; savaş sona erdiğinde, mücadele
Gül Sokağının Dikenleri
Kitapta dokuz öykü bulunur sizler için özetleyeyim.
İlk öykü Bir Şişe Mürekkep'te Eda ve Mert kardeşlerin balıkları ile Maceraları anlatılıyor.
Fosil ve Tüysüz öyküsünde Fosil isimli bir köpek ile Tüysüz isimli bir kedinin Cevizli Mahallesi'nde yaşadıkları anlatılıyor.Mahalle bir yarışmaya katılıyor ve sonucu bekliyorlar.
Küçük Bir Serüven'de Okan ağabeyi Volkan ve ablası Ruhan ile oyun oynamak ister ama oynamazlar oda ailesinden izinsiz otobüse binip bir yere akvaryumda balıkları ve diğer hayvanları seyreder oradan çıkıp yürürken karşına kaybolan küçük bir kız çıkar sonra polise gitmeye çalışırlar karşılarına polis Raşit çıkar ve kaybolduklarını anlayıp onları karakola götür.
Aileme Neler Oluyor öyküsünde iki arkadaş Duygu ve Esra aileleri hakkında sohbet ediyor.Duygu'nun annesi ilaç kullanmaya başlıyor Duygu'da annesinin hasta olduğunu düşünüyor ama Esra öyle olmadığını düşünüyor ve sonra gerçek ortaya çıkıyor.
Gül Sokağının Dikenleri öyküsünde Gül Sokağına gece bir aile taşınır ama gizemli bir ailedir gerçek sonradan ortaya çıkar.
Deniz Kulübünde Bola öyküsünde Ayla ve Gizem isimli iki arkadaşın oyun maceraları anlatılıyor.
Küçük Kayabalıkları öyküsünde Selin uykusunda bir düş görür küçük kayabalığı onunla konuşmaya gelir.
Kardeşlik Bağları'n da Nural ve Yalçın iki kardeştir ve birbirlerine bazı konularda yardımcı olurlar.
Çekirge Bir Sıçrar... Öyküsünde Kaan'ın okul maceraları anlatılıyor.
Teşekkürler
Sonat
Sonat son zamanlarda okuduğum en harika romanlardan bir tanesi. Başlarda sıkıcı olduğunu düşünsem de ilerledikçe aşırı sarmaya başladı. Anlatım dili oldukça yalın ve çok güzel. Sadece bazı paragraflar üçüncü kişi ağzından yazıldığı için kafa karıştırıcıydı ama anlaması zor değil. Kitabın sonuna ise bin bir parçaya ayrılmış kalbimi bırakıyorum. Son bölümde Hazar'ın piyona çalışında ve kitabın sondaki Hazan'ı yazmış olduğu mektuplarda ağlamaktan içim çıktı. Bende her zaman yeri olacak karakterler Hazan Baranova ve Hazar Nikolai Baranov...
Uzaylılar, dünyamızda farklı kıtalardaki 6 bölgeyi ziyaret etmişler, ancak insanlarla herhangi bir temas gerçekleşmemiş. Uzaylıların ziyareti bölgeleri yaşanamaz hale getirmiş, bölgede yaşayanlar ya ölmüşler ya da mutasyona uğramışlar. Ziyaret edilen bölgeler insanlar için çok tehlikeli olduğundan etrafları dikenli tellerle çevrilip insanların
İkinci kitabı yorumlamaya çalışırken bir şokla bitiyor demiştim. Şok üstüne şok diyelim buna. Callum'un nişanlısı öldürülmüş ve onu gören son kişi de Reed gözüktüğünden katil şüphelisi olarak karakola götürülürken, bunun üzerine bir de Ella'nın hiç görmediği babası, Callum'un yakın arkadaşı olan Steve ortaya çıkar.
Nasıl hayatta kalmış bu kadar zamandır nerdeymiş o bunları anlatırken bir kızı olduğunu öğrenen Steve de şaşırır. Ella her ne kadar ona alışamasa da babasıdır ve artık hayatta olduğuna göre de onun kurallarına uymak zorundadır. Diğer yandan da Reed'in suçsuz olduğunu bilmesine rağmen onu suçsuz olarak gösterecek hiç bir delilin bulunmamasıyla Reed, hapis yatma düşüncesini yavaş yavaş kabullenmeye başlamıştır. Ancak yine Ella'nın araştırmaları sonucunda gerçek katil bulunur ama ne bulunma. Katilin bulunmasıyla beraber ortaya çıkan sırlar, yalanlar yine tam Royal ailesine uygun.
Serinin bu kitabında da yine duygular, +18ler alev alev. Bakalım kaldı 3kitap başladık bitirelim dimi ama
Şiir yorgun ruhların şifasıdır!
"Gece inmiş şehre
Sadece şiir merhem olur gönlümün karasına
Birbirine kırgın duvarlar, insanlar ve gölgeler
Şimdi ne yazsam da geçse kalbimin küsü?"
İnsanın her şeyden yorulduğu zamanlar oluyor. Yemeden, içmeden, çalışmaktan, eşten, yardan dosttan, arkadaştan… en çok da kendinden yorulduğu zamanlar. İşte o zamanlarda insan, yorgunluğunu
