‘’Bütün Türk şaman anlatılarında da en güçlü ve korkunç şamanların kadınlardan olduğu belirtilmektedir. Bu da Türk sosyo-kültürel hayatında kadının yalnız evde-özel alanda değil, kamusal alanda da etkin konumu ile ilgilidir. Eski çağ ve onu izleyen çağda Türk kadınını belli bir mekana hapsetmek mümkün gibi gözükmüyor. Nitekim kağanların eşlerinin devlet yönetimine katılması, savaşan taraflar arasında diplomatik ilişkiler kuran (Mesela Akkoyunlu Sara Hatun) kadınlar olduğu gibi, yalnız evde bulunan çocuklarıyla ilgilenen kadınlar da vardır. Toplumsal cinsiyet kurallarından bakıldığında Türk kadınının diğer Müslüman ve hatta Avrupa kadınlarına kıyasla sosyal alanda faal olduğu tespit edilir.’’
Bu kızları anaları dizlerinin dibinden ayırmaz, nazlanarak yetiştirilir, dünyayı camların ardından izlerler. Tek başlarına kalınca da, ne yapacaklarını bilemeyip yenik düşerler.