"Tasavvuf; yâr olmak, bâr olmamaktır. Yâni; herkesin yükünü çekmek ama kimseye yük olmamaktır."
"Hizmette edep, hizmetten azizdir."
Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Nazım Hikmet Ran
Her yanı yolculuk dolu gökyüzünde
Altından kuşlarımın çırpınışı var.
Dönüyorlar bir manzaranın üstünde;
Soluk, gül rengi bir günle dönüyorlar.
Hangi liman veya adaya bu gidiş
En canlı çırpınışlar kanatlarında?
Denizde ne bir yelken, ne bir ürperiş;
Bütün zenci kurallar ölü bu anda.
Gidecekler beyaz köpükten izinde
Uzak, ağır ve çok uzak bir vapurun,
Birden belirecek hepsinin gözünde
Manzarası, Yafa’nın ve Singapur’un.
Sonra, sabahlann en muhayyelini
Geri getirecekler bu uçuşlarında
Ve anlatacaklar hikâyelerini
Hâzzın en büyüğünü duyan ruhuma.
Orhan Veli Kanık
ben bir devrim değil dolayımsız bir yıkım arzuluyorum, yerine ne koyulacağını değil yerinden nelerin kaldırılmasını önemsiyorum. bir düzen değil sürekli bir düzensizlik mekanları yani heterotopyalıklar sirki taslağıyla yola çıkıyorum. aksi takdirde virtüelite anlamsız olurdu.
timur
Ölümün ardında ne ararsak arayalım esas sebebinin bu imtihanı sevip sevmeyeceğimizi ortaya çıkarmak olduğunu düşünüyorum. Yani bu dünyayı bırakıp Allah'a kavuşmak düşüncesi hoşumuza gidiyor mu gitmiyor mu? Sonuçta ölüm zorunlu olsa da Allah'ın rızamızı ölçmek için ölümü yaratmış olması bu zorunluluğu öyle önemsizleştiriyor ki..Amaç kesinlikle üzüm yemek gibi duruyor bağcı kardeşlerim :)
ARAZİ-TOPRAK MAHSULLERİNİN ZEKÂTI: ÖŞÜR
Öşür arazisinden çıkan mahsûlün zekâtına, öşür denir. Öşür, onda bir (1/10) demektir. Öşür; âyet-i kerîme, hadîs-i şerîf ve icmâ ile sabit bir farzdır. Âyet-i kerîmede -meâlen-: “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkarmış olduğumuz şeylerin temiz (ve helâl) olanlarından (Allah yolunda) infâk ediniz (harcayınız)! Ve
sabah sabah velinin biri kafamı şişirdi tam açıklayacağım öğrencinin durumunu benim çocuğum sevdiği, istediği alanlarda başarılı, diyor.. valla ben de öyleyim mesela yatmakta aşırılı başaralıyım hhahha neyse uğraşmak istemediğimden haklısınız diye diye derse geçtim.. öğretmenle görüşmek için randevu sistemi olmalı görüşme sebebi açıklanmalı falan yani böylesi aşırı tatsız öğrenci ayrı dert veli iki video izlemiş çocuğunu amannn ne dertlendim sinirliyim, kararsızım bugün.. eve gidip ıslak kek yapacağım gerçi o da ıslak olmuyor ama olsun hayatta ne istediğimiz gibi..
Kalbime ağır geliyor
Her gün kola, Pepsi, Nescafe alınmaya gidilen bir ortamda bulunmanın acısıyla haykırır kalbim... Bu duyarsızlığın tam ortasında bulunmanın yanı başımızda kardeşlerimiz katledilirken hayatını yaşamaya sanki onları almadan yaşayamazmış gibi davranmaya devam eden.. insanlıklarını kaybetmiş varlıkların arasında bulunmanın acısı... Kendi çocuklarını o kadar çok severken filistinli çocukları aklına getirmeyen o varlıklarin arasında bulunmak zorunda olmak
Paragraf çözmenin en güzel yanı...
"Hepimiz birer katiliz İşte. Çok da düşünmeye gerek yok aslında "Katil kim?" diye. Her gün birilerini öldürüyoruz. Bazen öldürmek İstediğimiz İçin, bazen öldürmemiz gerektiği İçin. Bazen üstüne düşünerek, bazen hiç düşünmeden tetiği çekiyoruz."
Trafikte arada kaynak yapanlar çok uyanık değilsiniz lan bir gün inat olsun birinize çok kötü çarpacam bu ne ya ayıp yani biz bekliyoruz herkes gitsin, yani arkadan gelip böyle araya girmek ne kadar ayıp bir şey ya
Nezaketin, kibarlığın saf salaklık zannedildiği toplumda , kendimi, sınırlarımı korumak zorunda kalmadığım gerçek, samimi bir ilişki kurmak istiyorum.
Samimiyet, muhtabımdan ziyade kendimle ilgili. Konuşmalarımda, kendimi ifade ediş şeklimde ne kadar kendim gibiyim, kendime olan samimiyet yani. Umarım kendim olma özgürlüğünü ve kendi olma özgürlüğünü barındıran karşılaşmalar yaşarım. Rol yapabilme yetimin (ben mükemmel diyilim ve hatta tam zıttındayım insanım çünkü ve bir şeyleri büyülüymüş gibi göstermeme gerek yok), kendimi savunma becerilerimin gelişkin olmasını arzulamadım ki, bunları barındırmayan, barındırmak zorunda olmayan ilişkiler kurmayı arzuladım.
TEBRİZ SEMALARINDA
Aşkını de hele iki gözüm,
Senin gözlerine ölürüm aşkım.
Sen de bir bahar gelsin,
Yapraklarım senle yeşersin.
Bak benim kalbim hiç susmaz ama,
Gel sakince yanı başıma.
Dudaklarını hele bir büz sevgilim,
"Benim ruhum artık bu dünyaya fazla...
Sana sevgim fazla,
Sokaklarda başıboş dolaşıyorum...
Sahi sevmek neydi?
Sevmek ruhla başlamaz mıydı?
Hiç mi sevmedin?
Yani hiç mi sevilmedim?"
#kalemimden