Muharebe ederken vurulmuş bir asker gibi kendi düştüğü yerden bir başkasının kalktığını, omuzlarından ağırlığını, elinden silahını alarak çarpışmaya devam ettiğini görüyordu.
Üzülmeyin, ne yapalım? Büsbütün ölmedim ya, elbet bir çaresini buluruz.
Ah, Ali Rıza Bey, dünya keşke sizin bildiğinize benzeseydi
Zavallı adam, uzaktaki bir kayaya karşıdan seslenmiş, ondan aldığı tatlı cevapların, kendi yumuşak ve nazlı sesinin akislerinden başka bir şey olmadığını anlayamamıştı. Şimdi bu kayaya eliyle dokunuyor ve onun nasıl bir madenden yapıldığını anlıyordu
"Babam, fazla namuslu adammış... 'bir babanın çocuklarına bırakacağı en kıymetli miras temiz bir isimdir' der gidermiş... Temiz bir isim, bir miktar dünyalıkla beraber olursa âlâ.
Sayfa 6Kitabı okudu
Ben, eski bir insanım. Anlaşmamıza imkan yok. İnsanların paradan başka şeylerle de mesut olacaklarına inanarak yaşadım.
O kanaatle öleceğim.
Baharda başladı yaprak dökümü;
Zakkumların hazanına nedeyim?
Sayfa 106Kitabı okudu
“Çocuktan, evlattan saadet beklemek çok boş bir hayalmiş.”
Her şey gibi sevmek de parası, vakti, az çok rahatı olan insanlara mahsus bir imtiyazmış.
Ali Rıza Bey, evvelâ uzun müddet onunla dargın durmuş; fakat karısının aldırmadığını görünce yine kendiliğinden barışmıştı.