Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaren

Böylesi deneyimler, amansız şiddetleriyle çoğu zaman öyle korkunç ve derinden yaralayan bir azap verirler ki, bu vahşice darbeyle kavrama ve bilincine vararak hissetme yetinizi yitireceğiniz için artık bunu acı olarak algılayamazsınız. İnsan sadece düştüğünü hisseder, henüz bilmediği ama sezdiği ve o şiddetli savruluşun içinde uçup giden, kaybedilen her anla, her saniyeyle, daha da, daha da yaklaştığını hissettiği bir uçuruma, kendisini parçalayacağını ve darmadağan edeceğini bildiği o korkunç sona doğru, baş döndürücü yüksekliklerden nefesi kesilerek, istemsizce ve direnç göstermeden hızla aşağı doğru inmekte olduğu hisseder.
Sayfa 50
Reklam
Çünkü genç adam, ellerinde kalan en son şeyi bile muhteşem bir savurganlıkla sanat için tüketen ve bütün duygularını müziğin güzelliğine katan insanların, yaşamın içinde ciddi ve kapalı durduklarını, kendilerini yalnızca anlayan birine açtıklarını biliyordu.
Sayfa 18
"Belki de sürdürdüğüm yaşam, sürdürmem gereken yaşam değildir?"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ne bu şimdi? Ne için bütün bunlar? Olacak şey mi! Böylesine anlamsız ve iğrenç olabilir mi hayat? Hayat bu kadar anlamsız ve iğrençse, o zaman niye ölünüyor;hem de acılar çekerek?.. "
Evlilik...öylesine beklenmedik, öylesine hayal kırıklığıydı ki... Karısının ağız kokusu, o şehvetli haller, yapmacıklık! O ruhsuz işi, para hırsı, bir, on, yirmi yıl hep aynı şey... Gitgide artan bir ruhsuzluk! "
Reklam
"Hep aynı şey... Günler, geceler hep aynı... Ah bir an önce bitse! Ne bir an önce bitse? Ölüm, karanlık. Yok, yok. Her şey ölümden daha iyidir!"
İvan İlyiç'in son günlerini ona zehreden şey, hem çevresindekileri, hem de kendisini bütünüyle sarmış olan bu yalandı.
"Nasılsa hepimiz öleceğiz. Elimiz ayağımız tutarken niye çalışmayalım?"
"Geri dönüyorum denize, gökyüzüyle sarmalanarak iki dalga arasındaki sessizlik tehlikeli bir gerilim yaratıyor: hayat ölüyor, kan duruluyor, ta ki yeni bir hareket başlayana ve sonsuzluğun sesi duyulana kadar."
Sayfa 143Kitabı okudu
Shakespeare oynadığımıza göre, Tibaldo'nun kılıcı bedenini delip geçtiğinde Mercurio'nun söyledikleriyle cevap vereyim sana. 'Yaram ne bir kuyu kadar derin ne de bir kilise kapısı kadar geniş, ama yeterli. Yarın gel beni sor da gör bak nasıl kaskatı kesilmişim'. "
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
"Şafak vakti, ateşli bir sabırla donanmış olarak gireceğiz muhteşem şehirlere'."
Sayfa 118Kitabı okudu
Geri15
87 öğeden 76 ile 87 arasındakiler gösteriliyor.