Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
bu hayatı, haysiyetle yaşa, bir ruha zarar verme, bir kalbi kırma, bir gözü ağlatma, bir ruhu incitme, bir hayali öldürme ve bir gülümsemeyi söndürme...
Öldükten sonra bile sevdiğine sevgisini ifade eden o aşkın hikayesi: “Adam her evlilik yıl dönümünde eşine bir buket kırmızı gül gönderir. Bu taa ki adam ölünceye kadar devam eder. Ve bir gün adam ölür. Cenaze töreni yapılır taziyeler dilenir ve kadın bir başına yıllardır hayatı paylaştığı arkadaşı eşi sevgilisi olmadan evine döner. Neredeyse her
Reklam
küçük keremden annesine bir mektup
Beni alıp karnına sakla anneciğim Hiç doğmadan durayım Dünyaya gelince acılarım olacak benim Çoğalıp senin acılarına katılacağım Bana hep katlanmak zorunda kalacaksın Beni alıp karnına sakla anneciğim Nasıl olsa babamı görmeyeceğim. Anne babam nerede benim diye sormaya kalksam Sus konuşma kızdıracaksın şimdi onu diyeceksin. Beni sen bile
Sınırları aş, kendi sınırlarını çiz!
Bu kim senden ne bekliyor meselesi değil. Bu senin neye ihtiyacın var meselesi. Nasıl davranma ihtiyacı hissediyorsan öyle davran. Hayatı kendi kurallarına göre yaşa.
Neydi hayat şu kâinatın yaşadığının önünde... Bir an, belki de bir an içindeki bir an kadar kısa. Neden uzun gelir insan oğluna hayat? Neden an dediğimiz o zaman diliminde yaşamaz ki kendini? Geçmişten bu güne bakarsan hep görürsün hayaller ve hedefler koyarak mutsuz yaşayan nice insanı. Nice gözleri açık gidenler var bu hayattan ve sormak lazım onlara gerçekten varsa diğer Dünya'da, "Sen ne anladın onca bekleme içinde kendi hayatından?". Eminim ki verecekleri tek cevap sadece " Hiç" olacaktır. İnsan yaşamalı bu hayatı ruhumdaki ruhum. İnsan hissettiği için insan ise eğer, yaşamalı en derinine kadar bu an'ı, bu hayatı. Hiç ölmeyecekmiş gibi sevebiliyor ise, hiç ölmeyecek kadar uzun hedefler ve hayaller kurabiliyor ise, o zaman da her an ölecekmiş gibi yaşamalı içinde ne varsa. Bu günün sabahını düşün! Düşün sen gözlerini açabilmiş iken ne kadar çok açamayanların da olduğunu. Bunların çoğu yaşlı ve çoğu da çocuk. Yaşa ruhum. Yaşa kendini, sevgini, aşkını, hayatını, kendini yaşa. Almak istediğin ne varsa gelmesini beklemeden yaşa. Onu tut bırakma ve al. Ne diyor Ali Şeriati; Bir yerde yangın varken biri seni ibadet etmeye çağırıyorsa, bil ki bu bir hainin davetidir. Dışarda yangın var ruhum. Ve ben seni asla içine kapanmaya davet etmem. Gel savaşalım diyorum. Bu güne kadar bizden alınan ne varsa onu gerekirse koparıp alalım. Başaralım, kazanalım. An dediğimiz şeyin hakkını verelim. Hakkını verelim bu savaşın, kendimizle savaşın... Yalnız Bir Yolcu
Beylik sözler etmene gerek yok. Edebinle yaşa bu hayatı kafi.
Reklam
Ne Kadar Yaşarsan Yaşa Sonunda Ölüm Var .
😥😥😥😥😥😥😥😥😥😥 Bu Hayatı Öyle Bir Yaşaki Öldüğünde Herkes Seni Arar Olsun . Yer Arasın Gök Arasın . Hep Yaptığın Bütün Güzelliklerin Anılsın Ölüm Var Ölüm Var Ölüm Var Ölüm Var Ölüm Var Ölüm Var Ölüm Var Ölüm Var 😥😥😥😥😥😥😥😥😥
Ahlak filozofu Sokrates, 51 kişilik jüri önünde yargılanıyor ve idam kararı verilip, baldıran zehiri ile öldürülüyor. Öldürülmeden önce sevenleri, "Seni hapishaneden kaçıralım." diyorlar. "Bu ahlaksızlıktır! " diyor ve kabul etmiyor. "Uyduruk sözlere başvurursan jüri seni affedebilir. " diyenlere de itiraz ediyor ünlü filozof. Tarihe geçen savunmasında, idam kararı veren jüriye şunları söylüyor: "Ölümden korkulmaz çünkü ölümün çaresi var. Ölürsün, kurtulursun.. Ama yanlış yapmanın çaresi yoktur. Yaptığınız yanlış kıyamete kadar sizinle birlikte gelecektir! " Bugün, 2.500 yıl geçmesine rağmen, Sokrates'in ismini bilmeyen yok yeryüzünde. Peki, onu idam ettiren jüri heyetinin isimlerini bilen var mı? Yok! "Şu hayatı öyle bir yaşa ki, Kapanışta kendini alkışlayabilesin... "
Bende bir tevazu hastalığı varmış bir aydınlanma yaşadım. Ama atalarımızın hakkını vermek lazım ki fazla tevazunun sonu da vasat insandan akıl dinlemeye çıkıyor. Bunun üniversitede ortaya çıktığını düşünüyorum. İnsan belli bir standartın üstünde yetiştirilince ve başka türlüsünü bilmeyince dışlanabiliyor. Özellikle maddi durumu iyi olan kişiler
Bazı insanlar böyle yaşar sözünü senden öğrenmiştim. Bunu bilmeden uzun bir süre bu sözle hayata tutundum. Sonra sen bana dedin ki; "Bazı insanlar böyle yaşar diye değil Lina. Sen nasıl istiyorsan öyle yaşa diye." Ben böyle bir hayat istemiyorum Aral. Ben senin istediğin hayatı istiyorum. Ama kalırsam o hayattan her gün daha da uzaklaşacağım. Tutuklandığımı ve ayrı kaldığımızı farz et. Mutlaka hayatımı kazanarak geri döneceğim. Sözümü tutamadığım için özür dilerim. -Seni çok seven Lina'n.
Reklam
İsrail Mescid-i Aksa'ya şah çekecek. Umarım mat olmaz Aksa.
İsrail ve Büyük Satrançta Son Hamleler Şah / Mat mı? Satranç en sevdiğim oyun ve yedi yaşından bu yana oynarım. Oyunu bana öğreten babam dışında birçok iddialı ismi yendim. Bazen de kaybettiğim oldu doğal olarak. Fakat genel olarak fena bir oyuncu sayılmam. Satrançta meşhur açılışlar vardır; İspanyol açılışı, Hint açılışı gibi. Aynı zamanda
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
İki kişiyle yaşıyorum. Biri siyah Biri beyaz Anlaşamıyorum gerçi ikisiyle de Siyah diyor bosver herseyi, akışında yaşa hayatı Beyaz bana hatırlatıyor hayallerimi Siyahla çok mutsuzum ama onu bırakamıyorum Beyazım bana çok iyi geliyor ama ona iyi davranamıyorum Siyah bana gerçeğe benzeyen üzüntüler bırakıyor Beyaz gerçeğe benzeyen umutlar
1.070 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.