Dolayısıyla, "aldatma" durumunda erkek değil "diğer kadın" suçlu bulunur; ona , evli, "sahipli" erkekleri "ayartmaması" gerektiği söylenir. Ancak suçlanan kişi sadece "diğer kadın" değil aynı zamanda "esas kadın"dır. (eş, vb.)
Evlilikte, aileyi ve kocayı mutlu etmek, "duygusal emek" kadının görevi olarak görülür; eğer koca mutsuzsa, başka kadınlara yönelmişse sorumlusu eşidir!; kocasını eve bağlayamamıştır, "kendini salmış", cinsel çekiciliğini yitirmiştir!
Bu mantık adına -başka kadınlarla ilişkiye girmemesi için- kocasını sürekli olarak gözetim altında tutması gerektiğini vaz eder.
Her halükarda "suç" ya "yuva yıkan" "diğer kadın"ın ya da "esas kadın"ın üzerine yıkılır, koca sorumluluktan sıyrılmıştır, aldatılan eşin tepkisi kocadan ziyade "yabancı kadın"a, "diğer kadın"a yönelmiştir.
- Yaşar Çabuklu / Twitter