Çöl masalıdır ayrılık çocuk, kuma karışır yol olur ayrılanlar çöle..
kervanlar geçer heybeleri kahırla yüklü kervanlar...
tepinir dururlar yüreklerinin hemen üstünde,
Aşk kocaman eksilmektir çocuk
sen bunu upuzun trenler gibi düşün
trenler kadar büsbüyük bir eksilmek... Gırtlağında ibrahim’in bıçağıyla yaşar sevdalılar ama sen korkma melekler var..
Ağırır birden geri teper çocukluktan kalma yaralar
bak senin dizlerinde, benim kalbimde aynı yara var
Tutamaz ayrılanlar hayatın rengarenk uçurtmasından, ama sen sıkı tut bırakma sevincin pamuk ipliğinin ucundan..
Aşk şu kadar ölmektir çocuk
sen bunu gökyüzü gibi düşün minareler kuleler gibi koskocaman...
yekparedir insan sevmezden evvel tamdır eksilmemiştir henüz
sen bunu çarşıdan aldığın nar gibi düşün birtane
eve gelince hani bintane
tane tane gez gör arpacık ve tetik ve parça parça...
o tekerlemede ki nar’a döner ayrılanların yüreği, kan kırmızısı dökülmüş üstelik ömrü saçılmış..
Senin pencerene konan mini mini bir kuştur aşk çocuk
al yine de içeri ama üşüme ve sonra unutma usul usul sızar sevdaya düşerken ayrılığın da zehri
sen bunu aynı anda bir havuzu dolduran iki ayrı musluk gibi düşün yook kapatma gözlerinin vanasını bırak yağsın bulutlar
izin ver fırtınaya
neredeymiş çocuk hanimiş
bak asıl şimdi başlıyor başlayacak olan tufan..