Kemal Tahir, Türk edebiyatının en üretken roman yazarlarından birisidir. yazımı bitmiş, yayınlanmış 19 romanı, 4 hikaye kitabı bulunan yazarın 1000k da kayıtlı 44 tane kitabı bulunmaktadır. (Bu bilgileri bu yaz Kemal Tahir eserleri okuma kararı aldıktan sonra yaptığım araştırmalar sonucunda edindim.)
Fazla sayıda eser sahibi olması ve bu eserlerinin bir kısmının birbirinin devamı niteliğinde kitaplar olması –ki buna nehir roman adı verilmektedir- Kemal Tahir gibi bir yazarın külliyatını okumaya karar verirken insanın kafasında bazı soru işaretlerinin oluşmasına neden oluyor. Bunlardan bir tanesi de Kemal Tahir kitapları okurken nasıl bir sıra izlenmesi gerektiğidir.
‘’Kemal Tahir kitapları şu sıra ile okunmalıdır.’’ gibisinden bir söz söyleyecek ya da bir liste yapacak yetkinlikte -ne yazık ki- değilim. Kendi okumalarıma yön vermek için Kemal Tahir’in eserleri hakkında yaptığım araştırmaları bir yazıda derledim ve Kemal Tahir’in eserlerini kendimce tasnif ettim. Bu yazının bir kopyasını da sizlerle paylaşıyorum, umarım faydalı olur :)
Not: Yazıda yer alan cümleler tamamen kendime ait değildir, hazırlarken birkaç farklı çalışmadan yararlandım. Bu yazıların linklerini de iletinin son satırlarında bulabilirsiniz.*
***KEMAL TAHİR'İN ESERLERİ***
Kemal Tahir’in Yazdığı romanları; konularını Çankırı, Çorum dolayları başta olmak üzere Orta Anadolu’nun köy ve kasabalarını anlattığı romanlar ile Meşrutiyet ve Mütareke yıllarından başlayarak 1930’lu yıllara kadarki konuları ve kişileri, kişilerin yaşadığı şehirleri anlattığı siyaset romanları olarak iki ana çizgiye ayırmak mümkündür. Ancak Devlet Ana isimli eseri bu bu sınıflandırmanın dışında kalır.
Devlet Ana
Tarihsel dönemleri ele alan romanlarına bir temel oluşturan ve Tahir’in başyapıtı sayılan Devlet Ana’da Kemal Tahir Osmanlı’nın kuruluşunun sosyolojik, dini, ticari, toplumsal temelleri romanlaştırır. Kemal Tahir'in en önemli romanı olarak gösterilen 'Devlet Ana', onun düşünce yapısını da en iyi yansıtan eserlerinden biri sayılmaktadır. 1967’de yayımlanan roman, 1968 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nü kazanmıştır.
- Meşrutiyet ve Mütareke yıllarından başlayarak 1930’lu yıllara kadarki konuları ve kişileri, kişilerin yaşadığı şehirleri anlattığı siyaset romanları
Tahir’in bütün romanları tarihsel bir kimlik taşır. Ona göre tarih bilmeyen kendini bilmez. Kendini bilmeyen, içinde yaşadığı toplumu meydana getiren insanların özelliğini yani cevherini bilemez. Tarih disiplininin bütün bilimlerin anası ve tek kaynağı olduğuna inanan Tahir’in pek çok eserinin belgesel bir yanı vardır. O sanat görüşü olarak gerçekçiliği benimsemiş, Anadolu insanına ve onun tarihine eğilmiştir.
Esir Şehir Üçlemesi:
Yol Ayrımı
Esir Şehrin İnsanları ve Esir Şehrin Mahpusu romanlarında düşman işgali altındaki İstanbul’u Yol Ayrımı’nda ise Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kuruluş yıllarını ele alır.
Kurt Kanunu
Şehir Üçlemesi’nde Millicileri İşgal Kuvvetleri’nin baskısı altındaki İstanbul’da anlatan Kemal Tahir, “Yorgun Savaşçı”da onları Anadolu’ya gönderir. Kurt Kanunu adlı eserinde ise Atatürk’e karşı düzenlenen İzmir suikastı çevresinde, Kurtuluş Savaşı’nı kazanan kadro ile İttihat Terakki yandaşları arasındaki hesaplaşmayı dile getirir. Yorgun Savaşçı romanı Yunus Nadi Ödülü’nü almıştır.
Bir Mülkiyet Kalesi
- Konularını Çankırı, Çorum dolayları başta olmak üzere Orta Anadolu’nun köy ve kasabalarını anlattığı romanlar
Körduman
İlk romanı Sağırdere (1955) ve onun devamı olan Körduman (1957) romanlarında Ankara’ya çalışmaya giden bir gencin gurbetteki ve köyüne döndükten sonraki yaşamını anlattı. Sağırdere ve Körduman, Kemal Tahir’in 1955 ve 1957 yıllarında kaleme aldığı, Türk köyü ve köylüsünü geniş bir tanımla sunduğu nehir roman türünün en güzel örneklerindendir. Bu iki roman, yazarın Çankırı Hapishanesi’nde tanıdığı insanlardan etkilenerek yazılmış olmakla beraber, eserlerde ele alınan motifler Türk Halk Edebiyatı’nın en dikkat çekici ve evrensel niteliği olan unsurlarını içermektedir. Sağırdere ve Körduman Kemal Tahir’in Anadolu insanının gerçeğini, yaşam anlayışını, kültür yapısını, tarih içindeki yeriyle saptamaya çalıştığı tam anlamıyla “gerçekçi” romanlarıdır.
Büyük Mal
Kemal Tahir’in, bir üçleme oluşturan ve Çorum çevresinde geçen “Yediçınar Yaylası”, “Köyün Kamburu” ve “Büyük Mal” adlı romanları; Tanzimat’ın ilanından Atatürk’ün ölümüne kadar geçen dönemde, üç ayrı nesil çevresinde, toplumdaki sosyal gelişmelere uygun olarak değişen mülkiyet ilişkilerinin, toprak ağalığı düzeni ve eşkıyalık hareketlerinin gerçek yüzünü anlatır. Kemal Tahir’e özgü yaratıcılık ve dehayla dolu bu romanlarda, dahiyane bir biçimde üsluplaştırılmış Çorum ağzıyla, geleneksel halk hikayeleri ve meddah anlatımından yararlanılarak, Tanpınar’ın deyimiyle, büyük bir dil makinesi üretildiği görülür.
Rahmet Yolları Kesti
Toplumsal sorunları romanlarına konu eden Kemal Tahir’in Türkiye’deki edebiyat çevrelerinde geniş yankı bulan ilk romanı Rahmet Yollarını Kesti oldu. Toprak ağalığının ortaya çıkış nedenleri üzerinde durduğu ve eşkiyalık sorununu işlediği Rahmet Yolları Kesti’de eşkiyayı bir kahraman olarak gösteren Yaşar Kemal’in İnce Memed adlı romanına karşı çıktı.
Bozkırdaki Çekirdek
Nisan 1965’te Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilen “Bozkırdaki Çekirdek”, dünya eğitim tarihinde de reform olarak değerlendirilen Köy Enstitüleri’ni anlamamıza yardım edecek bir Kemal Tahir klasiği…
- Yukarıdaki iki gruba dahil edemeyeceğimiz, Kemal Tahir’in çoğunlukla cezaevinde edindiği izlenimlerle oluşturduğu eserleri
Kelleci Memet
Kelleci Memet’te, Kemal Tahir, 1940’larda Çankırı Cezaevi’nde tutuklu bulunan, ağasını “yanlışlıkla” vurmuş, on beşindeki Kelleci Memet’in hikayesini anlatır.
Namuscular
Kemal Tahir’in cezaevinde kaldığı yıllarda yazdığı ve cezaevine “namus meselesi” yüzünden düşmüş sıradan insanların dramını derinlikli ve çözümleyici bilgilerle aktardığı romanıdır.
Karılar Koğuşu
Karılar Koğuşu romanı Kemal Tahir’in Malatya Cezaevi’ndeki anılarından yola çıkarak oluşturduğu biyografik bir romandır. Roman, düşünce suçlusu bir yazarın hapishane hayatını, umut ve umutsuzluğun, neşe ve kederin, ölüm ile hayatın iç içe geçtiği cezaevindeki insanlık portreleriyle, onun gözlemlerini anlatır. Roman, 1943’te yazıldığı hâlde ölümünden sonra 1974’te basılır.
Damağası
Kemal Tahir’in cezaevi yıllarında tutmaya başladığı ve ölümüne yakın zamanlara kadar üzerinde çalıştığı notlardan oluşur. Bu notlarında cezaevi yaşamını ve kırsal kesim insanının küçük ama entrikalarla ve kırılmalarla dolu yaşamını ele alırken, Orta Anadolu insanını, koşulları içinde bütün derinliğiyle işler.
- Ölümünden Sonra Yayımlanan romanı
Hür Şehrin İnsanları
Hür Şehrin İnsanları, ölümünden sonra sarı defterleri arasında bulunmuş bir romandır. Metnin sonundaki tarihten anlaşıldığına göre, bu yapıtını 1949 yılında Çorum Cezaevi’nde tamamlamış, sonradan üzerinde çalışmak üzere bir kenara koymuştur.
-Öyküleri
Kemal Tahir, ilk öykülerini 1941’de hapisteyken yayımladı, daha sonra romana geçti. Dört öyküsünü topladığı Göl İnsanları adlı kitabını okuyan Nazım Hikmet, “Göl İnsanları, Türk Edebiyatı’nın en güzel dört hikayesi olarak kalacaktır.” demiştir.
Göl İnsanları
-Mayk Hammer romanları
Kemal Tahir de tıpkı Peyami Safa gibi geçimine katkı olsun diye takma adla polisiye romanlar kaleme almıştır. Özellikle hapishane hayatından kurtulup yaşamını yeniden kurduğu yıllarda (1950-1960 arası) bu çalışmaları yoğunluk kazanır. Mickey Spillane’den çevirdiği Mayk Hammer dizisi geniş bir okuyucu kitlesi tarafından tutulur.
Not: (Sırasının nasıl olduğu hakkında hiçbir fikrim yok)
Emeğinize sağlık çok güzel bir çalışma olmuş. Ben sadece yorgun savaşçıyı okumuştum onu da kitabın çoğu akhisarda geçiyor diye. kemal tahir okunmayan bir yazar malesef. bununda en büyük sebeplerinden biri kitaplarının 300-500 sayfa arası olması.
Kemal Tahir ile alakalı bir okuma etkinliği oluşturulabilir aslında.
Güzel bir paylaşım olmuş emeğine sağlık. Bende Kemal Tahir'in önce Kurt Kanunu kitabı ile başladım sonrasında Esir Şehrin İnsanları serisini bitirdim. Şimdi 4. kitaba başlamak üzereyim. Başlama sıralamam tersine olsa da bu yazı yardımcı oldu bana :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.