... Sinemanın sade terbiye değil, tatmin ettiği insandı da. Beyaz perdenin karşısında o kadar kendinden geçer, o kadar her şeyi bırakırdı ki, sonunda yaşadığı hayatla seyrettiği macerayı birbirinden ayıramaz hale gelirdi.
İstanbul'un kaybolan,değişen, anlamını yitiren kent kültürünü var eden özelliklerini okumak isteyenler içindir bu kitap.
Yaşadığı şehrin elim kolum tuttukça yazmayı düşünüyor,ayrıca yazar sığ yazmıyor aksine anlaşılır şekilde kaleme alıyor. Kendi iç dünyasını iyi şekilde yansıtıyor.
Selim İleriyi araştırayım derken, nasıl bir yazar acaba dedim,azda olsa fikir edindim sonra Istanbul serisine başladım çünkü en iyi kendisinin anlatım tarzını belirleyen kitap,çünkü yaşadığı şehir hakkında düşüncelerini ve geçmişi anlatması beni bu yazara çekti.
Bu kitap Istanbulun, Yazından tut,kışına kadar anlatıyor. Mesela bir şairden şiirini alarak Eylül'ü anlatmış, bir çok yazardan bahsetmiş kendi okuduğu kitaplardan ve Istanbul'u anlatan yazarlardan örnek vermiş.
Edip Cansever
"Her şey dokunaklı ki
Eylülsem istemeden kırılıyorsam bazan
Dağınık,renksiz bir mozayık gibiysem..."
(Sayfa-31)
Kitap bana eski Istanbul'u anlattı yazar hep eskiye özlemini vurguluyor bu kitapta. Yazarın eskiye nasıl özlem duyduğunu hissettim. Hiç İstanbul'u görmedim. Görmediğim halde etkilediyse beni siz görenler size diyorum sizi daha çok etkileyecektir. Bu kitabı tavsiye ederim. Çünkü Hasretim Var! Diyorsanız bir okuyun derim. Keyifli okumalar. :)
Hasretim Ben Sana Eski İstanbul,bu da benden size. ;)
youtu.be/hnn8RbMfqzk
Keyifli dinlemeler. :)
Yazan için de, okuyan için de zor bir inceleme olacak.
1) Kitabın yazarı John Milton kimdir?
1608 yılında Londra’nın Bread kasabasında varlıklı bir ailenin oğlu olarak doğmuştur. Henüz küçük yaşlarından itibaren edebiyata ve şiire ilgi duymuş, kafasında Adem ve Havva yaratılış destanının taslaklarını şekillendirmeye başlamıştı. Yazılarında