Şirkin aksine Tevhid tüm evreni kuşatan, insan ve şeytan dışındaki varlıkların karşı çıkmadan tam bir teslimiyetle, insanın iradesiyle tabi olduğu, şeytanınsa hiç tabi olmadığı dindir.
<<İtaat etme, her yemin edip duran aşağılığa; kınayan, söz götürüp getirene; hayra engel olan, saldırgan günahkâra; kaba, haşin ve soysuza; mal ve oğullar sahibi olmuş diye.>>
Tarihi yapan, eyleme dönüşmemiş zihni düşünce ve inanışlar değil, bu düşünce ve inanışların yön verdiği eylemlerdir. Eyleme dönüşmeyen ve tarihe etkisi olmayan inanışların hiçbir değeri yoktur. Allah da insanları amellerine göre değerlendirecek ve ona göre ya Cennet'e ya da Cehennem'e koyacaktır.
Bir yanda nefsini örtmeye çağıran şer güçler ve insanın kendi tutkuları, öte yandan nefsini arıtmaya çağıran fıtratı ve bu fıtrata yolunu çizen Allah‘ın Rasülleri
İnsanın bencilliği ve tekelciliği konusunda da şöyle buyurulur:
<<Doğrusu insan hırslı yaratılmıştır. Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır; kendisine hayır dokundu mu men eder.>>
(Mearic/19-21)
Şirk ve tevhid tarih boyunca tüm insanlığın tabi olduğu iki dinin adıdır. İnsanlar hep temelde bu iki din üzere olagelmişlerdir. Çeşitli dönemlerde bu iki dine başka adlar verilmişse de bu başkalıklar yalnızca adlarla sınırlıdır.