Bana sorarsan annemin başına gelenler eğitimden değil,kötü yazgısından.Eğitimi onu yalnızca mutsuz etti çünkü yaşamını ne kadar değiştirirse değiştirsin,çevresindeki dünyayı değiştiremeyeceğini biliyordu.
Birini sevmemin böyle olacagını anlamış ve tehlikeyi sezmiştim.Birinin korkularını ortaya dökmesi,öbürünün de onu sakinleştirmek için ona yakınlaşmasıydı sevgi.
Belki de kendi mutsuzluğum için başka bir kadını suçlamam yanlıştı.Ama böyle yetiştirilmiştim.Asla erkekleri,yönettikleri toplumu yapilandıran Konfüçyus'u suçlamıyordum.Ancak benden daha çok korkan diğer kadınları suçlayabiliyordum.
"Şimdi başkalarındaki kötülüğü fark ediyorsam, ben de kötüleştiğim için değil mi bu? Birisinin meraklı bir burnu olduğunu görüyorsam, aynı kötü kokuyu ben de duymuş olmuyor muyum?"