Mühürlenmiş Zaman, yönetmen Andrey Tarkovski’nin sanat ve sinema hakkındaki kişisel görüşlerini, filmlerinin arka planını anlattığı bir kitap. Tarkovski, kitapta sanat hakkındaki genel görüşlerini, özel olarak sinema sanatı hakkındaki fikirlerini ortaya koyarken sinema ve edebiyat hakkındaki benzerliklere ve farklılıklara, sinema ve gerçek arasındaki ilişkiye ve bu ilişkinin -kendi sanat anlayışına göre- nasıl olması gerektiğine de değiniyor. Ayrıca bir filmin yaratım sürecinde yer alan senaryo, kurgu, müzik, ses, oyuncu ve yönetmen gibi ögelerin işlevinden, birbirleriyle olan ilişkilerinden ve öneminden bahsediyor.
Sinema, sanat ve sanat felsefesiyle ilgilenen; Tarkovski’nin sanat anlayışı ve filmleri üzerine bilgi edinmek isteyen ya da derinleşmek isteyen okurların keyifle okuyabileceği bir kitap.
Bu kitabı okumak için filmlerini tekrar izledim. (“Zaten baktığında 10 filmi bile yok” diyebilirsiniz ama bu filmlerin her biri bir kitap. Öyle düşündürücü işte.) Tekrar izlerken önceden izlediğim duygulardan düşüncelerden başka duygu ve düşüncelere de sahip oldum. Şunu anladım ki her yıl izlesem her yıl başka bir tat bırakacaklar bende.
Kitapsa tüm bu filmlerin oluşma aşamalarını ve Tarkovski’nin hayatı,sanatı ve daha çok sinemayı nasıl ele aldığı be bunlar hakkındaki düşüncelerine yer veriyor. Bir nevi “anlaşılmayan sanatçı” etiketindeki Tarkovski kendisini anlatıyor. Açık ve anlaşılır dili sayesinde de ne badirelerden geçip bu muazzamları bize bıraktığını verimli bir şekilde açıklıyor.
Önce filmleri izleyip ardından bu kitabı kesin okuyun.
Sinema, sanat ve edebiyatı şiirsel bir üslupla ortak yönlerini, farklılıklarını ve insan kavramının varlığını zaman ile kavuşturan bir eser.
Şiirsel sinemayı savunan ve kendi sanatına da yansıtan Tarkovski'ye saygılar... Ruhu şad olsun.
"Dinleme ve anlama yeteneği çok değerlidir... Bir kez olsun, aynı şeyleri hissetmeyi başarabilen iki insan birbirini hep anlayacaktır. Bunlardan biri buzul, diğeri isterse atom çağında yaşamış olsun fark etmez."
#Tarkovski - Mühürlenmiş Zaman
Tarkovskiye Nazım Hikmet'in şiirlerini okutasım geldi ne taktın abi şiire. Yaşasa Nazımı okusa daha da büyülenirdi o ayri ama Mühürlenmiş Zamanı çok severek okudum. Sinemayi izlerken eğer başrolle bağlanti yakalarsam onun yerine koyuverirdim kendimi bundan sonra yapmayacağım. Sinamayi içselleştirmeme yardımcı oldu bu kitap biraz felsefik ama biz çok severiz ki felsefik şiyleri ;)
Sıradan yöntemleri görmezden gelip yeniden bir tasarımın gücünü farketmeden yaratabilmek olsa gerek. İzlemediğim filmi kalmadı diye hatırlıyorum. O filmlerden son bu söyleşi yeniden kazandırdı o duyguları. Tarkovski sevenler için kesinlikle okunası bir söyleşi..