575 okunma, 33 beğeni - Ayşe Erbulak kitapları, eserleri, Ayşe Erbulak kimdir, öz geçmişi, Ayşe Erbulak nereli gibi bilgiler, kitap incelemeleri ile yorumları, Ayşe Erbulak sözleri ve alıntıları detaylı profili ile 1000Kitap'ta.
Hakkında
Oyuncu, karikatürist Altan ERBULAK'ın kızı Ankara Devlet Konservatuvarı'ndan sonra babasıyla birlikte tiyatroyla tanıştı. Çeşitli yayın organlarında çalıştıktan sonra babasının ölümü hayatında değişiklikler yarattı. 1987 yılında Ali Poyrazoğlu ile ''Seçimler'' adlı oyunda sahne aldı. Tiyatroya olan düşkünlüğü nedeniyle çok iyi bir kariyerden ayrılıp, İstanbul Belediye Tiyatrosu'nda günde 40 bin liraya arkadan geçen kızı oynamaktan çekinmedi. ''Tiyatro sahnesi kurtlar sofrasıdır'' diyen yakın arkadaşlarının sözlerinden sonra tiyatroya veda etti; ''Tiyatroyu çok sevdiğim halde bırakmak zorunda kaldım. Ben hiçbir zaman kurt olamam diyor. Şu an Norveç'te eşiyle birlikte yaşıyor, orada oyunculuğa devam ediyor.
Yazarın okuduğum ilk eseri ve yazım dili akıcı ve sade. Kitabın konusu her ne kadar polisiye olsa da daha çok çocuk psikolojisi üzerine kaleme alınmış...
Çocukluk döneminin insan hayatının geleceğini ne şekilde inşa ettiğine ışık tutan bu kitabı okurken nasıl son sayfasına geldiğimi anlayamadım...
Ali, Eda ve Gizem...
Üç kayıp hayat...
Küçücük bedenlerine uzanan kirli eller ve sahipsiz kalan üç küçük çocuk...
İstanbul'da bir Üniversitenin Gastronomi bölümünde hayatları kesişen bu çocukların, geçmişlerine; on iki, on altı ve on sekizli yaşlarına geri dönüp baktığımız da hepsinin travmatik olayların başrol oyuncuları olduğunu ve hepsinin çevresinde gelişen cinayetlerin vuku bulmasına şahit olurken, özellikle çocukların hayatlarında yaşadıkları korkuyu ve kimsesizliğin çaresizliğini kalbimde hissederek okudum...
Levent Şef ise okulun sevilen öğretmenlerinden biri ve öğrencilerinin ve çalışanların zayıf noktalarını bilecek kadar kendine güvenin olan bir karakter olarak karşımıza çıktı. Özelikle öğrencileri ile olan ilişkileri düşündürücüydü...
Eser de cinayetler olsa da alışılmış polisiyelerde ki gibi son sayfalara kadar soruşturmalar yok...
Bir çocuğun yaşam alanına sunulan ve yaşatılan olumsuzlukların onu nasıl canavarlaştırdığını, masumluğunun nasıl hoyratça yok edildiğine ve acımasız sadece dürtüsel olarak elde etmek istediklerini elde edene kadar neler yapabileceğine bu eserle tekrar şahit olacaksınız...
Ayşe Erbulak gerçekten güzel yazıyor.
Bir solukta okunan,acaba şimdi ne olacak diye düşündüren sürpriz bir sonla biten bir kitap.
Kitabın kapak resmi de bir açıklamayı hak ediyor.Romanin kahramanlarından Emine katıldığı bir düğünde tuvaleti gelince dışarı çıkar ve yolunu kaybeder.Sigindigi köhne bir binada kendisini öldürmek isteyen adama ayağındaki platform topuklu ayakkabisiyla vurunca sipsivri topuk adamın göğsüne saplanır ve istemeden kendisi katil olur. Arkası çorap söküğü gibi gelir.Sonu sürpriz bir şekilde biten macera ve aksiyon dolu güzel bir kitap okudum.
Anne Bak Kim Geldi?
Ayşe Erbulak’tan okuduğum ilk kitap…
“Anne Bak Kim Geldi?” 11 bölümden ve 140 sayfadan oluşan polisiye tarzda yazılmış bir romandır.
Roman türleri arasında kendimi en uzak hissettiğim roman türü polisiye desem, abartmış olmam sanırım. Ancak zaman zaman bu türde de kitaplar okumam gerekiyor. Kitap hakkındaki düşüncelerime geçmeden önce bunu belirtmeliyim.
Romanda biri detaylandırılarak verilen diğerleri ise daha kısa tutulan 5 cinayet var. Komiser tarafından işlenen iki cinayet birkaç cümleyle geçiştirilmiş. Annesini öldüren Hilal’in, cinayete sürüklenişi anlatılıyor kitap boyunca.
Bölümler arası geçişi başarılı bulduğumu söyleyemem. Yazar, yer yer geriye kırılmalarla okura yıllar önceki bir olayı anlatmaya çalışıyor ama ben o ruha giremedim maalesef. Bölümler arası geçişler ve genel itibarıyla da cümle düzeninin (tarzının) bana uyduğunu söyleyemeyeceğim. Sanki roman hacimli bir romanın özeti gibi geldi. Bazı yerlerde zaman çok hızlı akıyor.
Romanda eksik olarak gördüğüm şeylerden biri de altını çizecek cümle bulamadım.
Polisiye seviyorsanız okuyabilirsiniz.