Yaklaşık bir saatte bitirebileceğinizi düşündüğüm bu naif çocuk kitabı, çocukların duygularını en yalın haliyle ifade edebiliyor oluşunun güzel bir örneğini göstermekte. Genellikle, duygularına ebeveynleri tarafından saygı duyulan, sevgiyle karşılık verilen çocuklar kendilerini ifade etmede çok güçlü olurlar. Helik, bu kız çocuklarından biri olsa gerek.
Böylelikle yazar, biz yetişkinlerin tutumları noktasında da önemli ipuçları vermekte.
Helik'in kendini bu kadar iyi ifade edebiliyor oluşu, kendi çocukluğunuzu göz önüne getirmenize yardımcı olabilir: Acaba ben de konuşkan bir çocuk muydum? Duygularımı dile getirdiğimde beni dinleyen/anlayan birileri var mıydı? Sorularıma en güvenilir liman olan "ailemden" yanıt alabiliyor muydum? Bu ve bunun gibi bir çok soruyla kendi çocukluğunuzla muhabbet ederken bulabilirsiniz kendinizi :)
İşitme engelli - kendi ifadesiyle "sessiz arkadaşı", - kaybolunca onu tüm gücüyle bağırarak aramaya çıkan Helik, bizlere çok güzel bir mesaj daha veriyor:
Anne: "O seni duymaz ki, bağırmanın bir faydası yok."
Helik: "Olsun, duymasa da hisseder bence... Kaybolan her insan arandığını hissetmek ister..."
...
Duygulu okumalar dilerim... Vesselâm.
Viyana, 4 Ekim 2023