Crispin Sartwell

Edepsizlik, Anarşi ve Gerçeklik yazarı
Yazar
8.0/10
39 Kişi
138
Okunma
28
Beğeni
3.011
Görüntülenme

En Eski Crispin Sartwell Sözleri ve Alıntıları

En Eski Crispin Sartwell sözleri ve alıntılarını, en eski Crispin Sartwell kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Devlet bir soyutlamadır, ve insanlar birbirlerine soyutlamalar olarak davranmaya yatkın oldukları sürece varlığını sürdürür.
Havel'in hiçbir politik program ortaya koymaması pek şaşırtıcı olmasa gerek. O, daha çok, "anti politik politika; 'aşağıdan' politika; aygıtın değil, insanın politikası; bir tezden değil, yürekten gelen politika" çağrısı yapmaktadır. Havel alternatif bir ideoloji öneremezdi ve tutarlı kalarak önermedi de. Onun yerine, tam aksi bir istikamette yol aldı: Tekrarlayacak olursak, tek tek insanlar için daha iyi bir hayat, daha iyi bir "sistem"e yol açacaktır, tersi değil. Şimdiye kadar, bir dizi kavram tasarlayıp onları gerçeğin suratına çarparak hiçbir somut değişim başarıldığı görülmemiştir. Gerçek suratına çarpan tokadı iade eder, hem de daha şiddetli bir biçimde. Sanki koltuğumuza yaslanıp sadece gerçeğe aklımıza esen herhangi bir yapıyı dayatabilirmişiz gibi, hangi yönetim biçiminin "en iyi" olduğuna dair yürütülen bütün tartışmalar saçmadır.
Reklam
Lakota dini ile Batılı tektanrıcılık (veya Batılı bilimcilik) arasındaki en çarpıcı öğretisel farklılık, Lakota'nın kendilerine doğa içinde özel bir statü ya da doğa dışında bir statü vermeyi kesinlikle kabul etmemesidir. Örneğin, onlar kendilerini hayvanların çobanları olarak değil, akrabaları olarak görürler. Lakota kendilerini hayvanlar olarak ya da, dillerinden anlaşılacağı gibi, hayvanları kişiler olarak görür. Onlar, sanki aralarındaki sözü edilmeye değer tek fark kol ve bacak sayısıymış gibi, kendilerinden "iki ayaklı", buffalo gibi hayvanlardan da "dört ayaklı" olarak bahsederler. Ve Lakota ağaçlardan bahsederken "dikilen uzun insanlar" der. Böylelikle, dilleri tek bir ontolojik düzlemde her şeyin birbirine bağlı olduğu inancını yansıtır.
Doğaya karşı Lakota tutumu ile, sıklıkla Yerli Amerikan inançlarını Batılı kültüre alternatif "ekolojik olarak sağlam" bir inanç olarak benimsemeye çalışan Batılı çevreci hareketlerin tutumu arasındaki farklılığa dikkat edilmelidir. Batılı çevrecilerin çoğu en azından düşmanları kadar insanların doğa düzeni içinde belirsiz bir yerde durduğuna inanır. Bu görüşe göre, bizim sorunumuz şudur: insan bilinci bize dünya üzerinde o kadar büyük bir güç vermiştir ki, artık dünyanın yıkımından ya da korunmasından sorumlu olan biziz. Yine, biz bilincimiz, temsil/tasavvur yetimiz sayesinde doğa düzeninden kopuk, onun üzerinde bir yerde dururuz. Şimdi doğal dünya üzerine uygulanan teknolojik güçte ifadesini bularak, bizi doğanın efendileri ve muhafızları konumuna yerleştiren zekâmızdır. Çünkü, unutulmamalıdır ki, bir şeyi korumak ya da tahrip etmek kişinin o şey üzerindeki gücünün ifadesidir. Efendi kölesini yalnızca zincire vurup sömürmez, korur da: Kölelikten yana klasik argümana göre, o salaklar denetim dışına çıktıklarında savunmasız kalırlar. Korunmaya muhtaç olan zayıftır; zayıfa korunma sağlayan ise kuvvetli. Biz, evrimin en büyük başarıları, sorumlu mevkilerdeyiz çünkü gücümüzle yerküreyi gücümüzden koruyacak kadar güçlüyüz.
Sioux dini, doğayı romantikleştirmediği gibi, onu bir fantezi haline getirerek etikleştirmez. O, doğayı yıkıcı yönüyle de, ve belki de özellikle bu yıkıcı yönüyle, sevmekte kararlıdır. Bu anlamda, onun yeryüzüne duyduğu sevgi hakiki bir sevgidir.
Thoreau'nun dediği gibi, "Hiçbir yöntem ya da disiplin hep tetikte olmanın zorunluluğunu ortadan kaldıramaz. Gözünü hiç kırpmadan görünmek üzere olana bakma disipliniyle kıyaslandığında tarihin akışı, felsefe ya da şiir, ne kadar iyi seçilmiş olursa olsun, en iyi toplum ya da hayattaki en saygın uğraş nedir ki?"
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.