Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Elisabeth Özdalga

Elisabeth ÖzdalgaTarihsel Sosyoloji yazarı
Yazar
7.5/10
10 Kişi
54
Okunma
5
Beğeni
1.248
Görüntülenme

Hakkında

Elisabeth Özdalga 1946 Göteborg (İsveç) doğumlu. Göteborg Üniversitesi'nde sosyoloji öğrenimi gördü, doktorasını da orada yaptı. 1983'ten beri ODTÜ Sosyoloji Bölümü'nde öğretim görevlisi. 1999-2002 arasında İstanbul'daki İsveç Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nü yürüttü. Son olarak Late Ottoman Society. The Intellectual Legacy [Geç Osmanlı Toplumu - Entelektüel Miras] adlı kitabın (Routledge Curzon, Londra, 2005) editörlüğünü yapmıştır.
Unvan:
İsveçli Sosyolog, Yazar
Doğum:
1946

Okurlar

5 okur beğendi.
54 okur okudu.
1 okur okuyor.
62 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Tarih her zaman yeniden yazılır.
Her dönem (tarihi) öncekinden teslim alır ve onu kendine hakim düşünce eğilimleri ile damgalar. Övgü ve suçlama buna göre pay edilir. Tüm bunlar meselenin kendisi tanınmaz hale gelinceye kadar sürüp gider. Ondan sonra artık orijinal kanıtlara geri dönmekten başka hiçbir şey işe yaramaz. Fakat bugünün etkisi olmadan tarihi incelememiz hiç mümkün olacak mı?... Tamamen gerçek bir tarih mümkün mü?
Sayfa 66 - Doğubatı Yayınları
İşte insanın kafasının içi tahıl dolu olunca
İslamcılar imam hatip okullarını kadınlar için eğitim, belki de bir meslek edinme yolu olarak görürken, laikler orada sadece örtünen ve böyle yaparak kendi özgürlükleri ve kurtuluşlarına set çeken kadınlar görürler.
Reklam
Birey için dünya her zaman tamamlanması gereken bir görevdir. Orada sadece var olan bir şey gibi basitçe, şans eseri bulunmaz. Oradadır çünkü kişi onu kendi çabaları için bir alan olarak algılar. O kişi onu kurduğu, kendi eylemi için düzenlediği ölçüde bir dünyadır, gerçek bir şeydir..
Tarihsel Sosyoloji
Abrams’a göre iyi tarih aynı zamanda yeterince de sosyolojik olmalıdır ve samimi, yeterli bir tartışmaya açık bir şekilde teorik yapısını net bir şekilde ortaya koymalıdır. Aynı tema benzer şekilde Mehmet Genç’te karşılaştığımız bir ilgi noktasıdır. Genç’e göre de örneğin Türk tarihçiliğinin en büyük eksiği kendini milli sınırlar içine hapsederek, zaman ve mekan bakımından gelişme gösterememesidir. Ayrıca bunun sonucu olarak da muhteva bakımından son derece dar ve çoğu geleneksel kalan konuların sınırları içine hapsolmuş bulunması; bilim tarihi, teknoloji tarihi ve toplumsal tarih gibi alanlarla ilişki kuramaması ve sonuçta tarih formasyonunun sosyal bilimlerin diğer alanlarına karşı kapalı olmasıdır.
Sayfa 99 - Doğubatı Yayınları
Modern ulus-devletler oluştukça ve kentleşme oranı arttıkça, geleneksel İslami mistisizmin en önemli toplumsal temelini oluşturan kabilecilik sönümlenmektedir.
Sayfa 112Kitabı okudu
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
316 syf.
9/10 puan verdi
·
31 günde okudu
Bu kitapta yazar, 1980'den sonraki dönemde Türkiye'de İslam dininin seyrettiği tutumları incelemiştir. Yazar bu eserin de değişik yerlerde İngilizce ve İsveççe yayınlanan makalelerinin Türkçe çevirilerini sunmuştur. Türkiye'deki din kavramının toplumda olan etkisini sosyolojik olarak incelemiştir. Böylece Türk toplumda ki din olgusunu açıklamaya çalışmıştır. Türkiye'nin sorunlu siyasal ve sosyal yapısı yazarın bu alana eğilmesini sağlamıştır. Yazar olaylara karşı objektif ve tarafsız bir bakış açısıyla yaklaşmaya çalışmıştır. Yazar eserini tematik olarak dört kısıma ayırmıştır. Bu kitabın Türkiye'de çok değinilmeyen bir alanda farklı bir metotla sunulması onu oldukça ilgi çekici kılmıştır. Dili akıcı ve anlaşılır bir üsluptadır. Kitapta daha çok İslamiyetçi yaklaşımın kurumsal sorunları üzerinde durulmuştur. Sorunların tarafsız bir tutumla nasıl göründüğüne bakmamız sağlanmaya çalışılmıştır. Türk toplumunun sosyolojik bir perspektifini çizmeye çalışan yazar bunu başarılı bir şekilde eserine yansıtmıştır.
İslâmcılığın Türkiye Seyri
İslâmcılığın Türkiye SeyriElisabeth Özdalga · İletişim Yayıncılık · 201310 okunma