Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elisabeth Roudinesco

Elisabeth RoudinescoDün Bugün Jacques Lacan yazarı
Yazar
7.9/10
19 Kişi
100
Okunma
12
Beğeni
1.607
Görüntülenme

Elisabeth Roudinesco Sözleri ve Alıntıları

Elisabeth Roudinesco sözleri ve alıntılarını, Elisabeth Roudinesco kitap alıntılarını, Elisabeth Roudinesco en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"var olmak için kontrol edemediği bir sertlik göstermeye kendisini mecbur hisseder."
"Güzellik ne kadar büyükse, kirlenme o kadar derindir." Georges Bataille
Sayfa 7 - Say Yayınları
Reklam
Lacan paranoyaya büyük ilgi duyuyordu, oysa bana göre, büyük "felsefi delilik" -iki çehresi (coşku ve bunalım) olan delilik-, bana en büyüleyici, en edebi ve en yaratıcı görünen delilik melankolidir.
Sayfa 24 - Elisabeth RoudinescoKitabı okuyor
Kadınlar, hükmedebileceği bir efendi ister.
“Güzellik ne kadar büyükse kirlenme o kadar derindir.” Georges Bataille
Sayfa 8 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Sapkınlar sanat yapmaya ya da mistisizme kendilerini vererek yüceleşseler ya da öldürme içgüdülerine kapılıp iğrençleşseler de onlar bizim bir yanımızdır; bizim sürekli olarak sakladığımızı dışa vururlar. Bu bizim kendi olumsuzluğumuz içimizdeki karanlık yandır.
Sayfa 15
Reklam
" Yaşam ölümü beklerken sadece dinlenmeyi düşler. Yaşam sadece ölümü düşler."
Ben artık rüya görmeyeceğimiz zamana aidim, insan rüya haline geldi artık.
Sayfa 151 - Joë Bousquet
güzellik ne kadar büyükse, kirlenme o kadar derindir.
"İstediğiniz kadar kendiniz olun. Yanlış anlaşılmadan başka nesiniz?"
Reklam
A. B. - ..fenomenolojiye karşı, yapısalcılık adeta bir cankurtaran simidi olmuştu. Bu isim altında toplanan çeşitli düşüncelerin bir ortak noktası vardı en azından: Hepsi geleneksel özne anlayışına karşı çıkıyordu. Yapısalcılık teşekkülü, Althusser'in çarpıcı ifadesiyle "teorik anti-hümanizm" ile, Foucault'nun ifadesiyle de "İnsan'ın ölümü" ile tamamına ermişti. Bütünü itibarıyla bu akımda varyasyonların ve değişik biçimlerin görülmesi mümkündü. Kimileri öznenin bir yanılsamadan, çok daha özsel, görülmez olan, ama bilim tarafından tasavvur edilebilecek yapıların bir yansımasından ibaret olduğunu ilan ediyordu. Kimileriyse, bazen Heidegger'in izinden giderek, klasik metafizik öznenin idealist bir paçavradan ibaret olduğunu göstermeye çalışıyordu. "Özne" kavramında gerçek olan şeyin, yalnızca nesnenin özel bir biçimi olduğu öne sürülüyordu. Althusser'in izinden giden başka kişilerse, öznenin simgesel bir kavram, hatta burjuva çağının tipik kategorisi olduğunu savunuyordu. Neticede, hangi yaklaşım benimsenirse benimsensin, yapısalcı yolların tümü, özne kavramının köklü bir eleştirisine çıkıyordu.
Bu kitabın yanıtlamaya çalıştığı temel sorun şudur; şimdiye kadar ayrı ayrı ele alınmış yaklaşımları birleştirerek sapkınlık kavramı­nın çözümlemesine sadece sapıkların portrelerini ve büyük cinsel sapkınlıklarının sunumunu eklemekle kalmayarak, başta 19. yüzyıl olmak üzere bu konuda geliştirilen sapkınlığı ve sapıkları irdelemeye yönelik teori ve pratiklerin de eleşti­risini yapabilmek.
Sayfa 11 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Lacan'daki kavramsal içeriği bakımından gerçek, matematik, mantık ya da topoloji aracılığıyla gerçekleştirilebilecek simgeleştirmeye tamamen direnen şeydir. Şu motif hep tekrar eder: Öznenin gerçek noktası simgeleştirilemez. Sonuç olarak, Lacan temel çıkmazı deneyimlemek için biçimselleştirmeyi en uç noktasına taşır. Bir an gelir, biçimselleştirme ister istemez yarıda kalır, çünkü yakalamak istediği şeye hiç mi hiç hükmü geçmiyordur artık; işte o an, öznenin gerçek noktasına dokunduğumuz andır.
10. Aşk, Kadın
Lacan'a göre erkek "-mış gibi yapma"nın kölesidir, var olmak için kontrol edemediği bir sertlik göstermeye kendisini mecbur hisseder, oysa kadın bir hakikat sınavına daha yakındır -bir tür yazı ya da "ilk-yazı" (archi-écriture) onun -mış gibi davranmaktan kaçmasını sağlar. Bu yüzden kadın, demektedir Lacan, "tam-değildir", bir "ek"tir; oysa erkek "en azından bir" yani "bütün" olma, bu da olmazsa en azından bütünmüş gibi görülme ihtiyacını duyar. Bu yüzden Lacan'ın şöyle bir özdeyişi vardır; "Cinsel ilişki yoktur." Bu söz şu anlama gelir: İki kişi arasındaki aşk bağı bir ilişki değildir, iki zıt arasındaki bir savaştır daha çok, partnerler birbirleriyle simetrik konumda değildir. Aşk cinsel ilişkinin bu eksikliğine eklenir: "Aşk insanın kendisinde olmayanı, istemeyen birisine vermesidir." Ya da "sana sunduğumu reddetmeni talep ediyorum, çünkü sunduğum bu değil." Lacam aşka ruh ile ölmek arasında gidip gelen değişik adlar veriyordu: l'a(mur) (aşkölüm), amourir (aşkölmek), amort(ölümüneaşk), âmer(acısevenruh).
Sayfa 69-70Kitabı okudu
A. B. - Nihayet Lacan'la şahsen tanıştım. Sene 1969. Sanırım, bu dünyada her şey acildi onun için, bu yüzden de benimle acilen görüşmek istemişti. *ALAIN BADIOU
255 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.