“Yanı başınızda sürekli akan bir nehir bulunsa ve siz günde beş kez bu nehirde yıkansanız, üzerinizde kir kalır mı? İşte namaz da böyledir, günahları siler süpürür”.
İnsanları kötülüklerden alıkoymayan bir namaz, dosdoğru kılınan bir namaz değildir.
Bir müslüman düşünün ki, beş vakit namaz kılıyor, bununla birlikte insanları aldatıyor, sözünde durmuyor, kul hakkı yiyor. Yani dosdoğru/dürüst bir müslüman değil...
O halde denklemin sonucu bellidir:
Bu adam dosdoğru namaz kılmıyor.
İşte bu gün, ben müslümanım deyip, beş vakit namaz kılanların en büyük problemlerinden birisi budur.
Türkiye’de namaz kılma oranı diğer İslam ülkelerinden geri değildir.
Hatta çoğundan ileridir. Araştırmalar bunu gösteriyor. Ama ahlak problemimiz de halen devam ediyor.
Eğer sadece namaz kılmakta olanlar, dosdoğru namaz kılmış olsalardı bu ülkede dürüstlük hâkim olurdu. Zaten dünyada kurulacak hiçbir toplumda kötülüklerin tamamı kaldırılmış olamaz. Önemli olan, iyiliklerin ve güzelliklerin hâkim olmasıdır.
Bir inceleme yazısı için okumak istemeyeceğiniz kadar uzun arkadaşlar o yüzden hiç başlamamanızı tavsiye ederim.
Yaşadığımız çağda her iki cenahta da gerek sosyal platformlar gerek sözlü müzakereler yoluyla tartışma değerini sürekli koruyan kadının çalışması konusunda müstakil olarak kaleme alınan kitap sayısı yok denecek kadar azdır. (Nefes
Ramazan dua ve yakarış ayıdır.
Duası olmayan insana Allah niçin değer versin!
Bir şeyi Allah’tan istemenin adı duadır.
Allah da dualara, kaliteleri oranında karşılık verir.