Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Frederike Geerdink

Frederike GeerdinkRoboski: Gençler Öldü yazarı
Yazar
8.1/10
9 Kişi
41
Okunma
12
Beğeni
1.475
Görüntülenme

Frederike Geerdink Sözleri ve Alıntıları

Frederike Geerdink sözleri ve alıntılarını, Frederike Geerdink kitap alıntılarını, Frederike Geerdink en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ortalama Türk okuru gerçeğin peşinde koşan ve eleştirel bir gazete beklemiyordu. Kimse Türk milliyetçisi dünya gö­rüşlerine müdahale istemiyordu.
Bombardımanın yapıldığı yer;
Biri burayı eğer Ro­boski diye adlandırıyorsa, mağdurların ve aile yakınlarının yanında duruyor demektir; yok, eğer oraya Uludere diyorsa, çabucak devlete yakın olmakla suçlanabiliyor.
Reklam
Birkaç gün içinde, Türkiye'de hep olageldiği üzere, kutup­laşma tamamlandı.
Köydeki aileler tazminatı reddetmişlerdir. Bu, tümüy­le devletin tazminat sunma tarzıyla ilgili bir tepkidir. Çün­kü aileler kendilerine alelacele teklif edilen tazminatı bir tür "sus payı " olarak görmektedirler. Böyle bir olayda tazminat reddedilmez ama bunun bazı koşullara uygun olması gere­kir: Mesela, suçlu kurumların öncelikle özür dilemesi gere­kir. Tazminat meselesi ancak bundan sonra konuşulabilir. Uludere olayında bu koşul yerine getirilmemiştir.
Özet
Aslında biz herkese yardım ediyorduk ama kimse bize yardım etmiyordu.
Reklam
Uludere, Kürt sorununun bir kilometre taşı olmuştu artık.
Birleştirici bir ulus-devlet kurabilmek için Mustafa Kemal, eski "Osmanlı-Müslüman" kimliğiyle hesaplaştı. Yeni mil­liyetçilik anlayışı altında herkes artık Türk'tü; böyle olma­yanlar da Türk sayılacaktı, nokta.
Coğrafya, sayılar, mesafeler... Bunlar Kürdistan'ın duygu­sunu çok az ifade edebiliyor. Bence bu duygu karşılığını en iyi şekilde çelişkilerde, tezatlarda bulabilir: Kürdistan vahşi ve sevimli, ağır ve hafif, acı dolu ve teselli edici, gururlu ve mazlum, tozlu ama parlak.
Sayfa 53 - Kürdistan HaritasıKitabı okudu
Günümüz Türk öğrenci hareketinde ve gösterilerde hala göze çarpan Deniz Gezmiş'in son cümleleri, solun o zaman­ki mücadelesi hakkında çok şey söylüyor: "Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın Marksizm-Leninizmin yüce ideolo­jisi. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadele­si. Kahrolsun emperyalizm. Yaşasın işçiler, köylüler." Bunları Abdullah Öcalan da söyleyebilirdi. Ama bu, Türki­ye'deki mevcut "sol" harekete küfür gibi gelir. 1980 yılındaki de dahil olmak üzere, arka arkaya gelen darbeler Türkiye'de­ki solculara onarılmaz hasarlar verdi. PKK, 1980 darbesini, grubu güçlü ve esnek kılan 1970'lerdeki "temel çalışması" sayesinde atlatıp ayakta kaldı. Bugünlerde kendilerine "sol­cu" diyen partiler, genelde milliyetçi bir pozisyondalar ve ba­zen çok aşırıya kaçtıkları oluyor. Deniz Gezmiş'in posterleri­ni taşıyanlar, onun söylediği son sözlerin anlamını ve hangi ideolojiyi savunduğunu gerçekten kavrıyorlar mı acaba? De­rin bir nefret duygusuyla andıkları Abdullah Öcalan'ın da ay­nı düşüncenin çocuğu olduğunun farkındalar mı?
Sayfa 151 - Joost JongerdenKitabı okudu
Reklam
Atatürk 1936 yılında Meclis'te yaptığı bir konuşmada Dersim'i "Türkiye'nin en büyük iç sorunu" ola­rak tanımladı.
Kürt köylerinde kaçakçılık
"Köy koruculuğu sistemini güçlendirmek ve teşvik etmek için iz­lenen stratejinin bir parçası oldu bu iş. Köy koruculuğu olan yerlerde, başka bir iş imkanı olmadığı için, kaçakçılığa üstü kapalı izin verildi. Çoğu köy korucusu için bir geçim yolu oldu bu, çünkü kazandıkları para onlara yetmiyordu. Genel­de babalar koruculuk, oğullarsa kaçakçılık yapardı."
Sayfa 140 - Kaçakçılık, Devlet ve PKKKitabı okudu
1930 Dersim katliamı
Yektan Türkyılmaz şunları söylüyor: "Dersim coğrafi olarak erişilmesi zor bir yer olabilir ama orada yaşa­yanlar, ülkenin diğer yerlerinde neler olup bittiğini çok iyi biliyorlardı. Örneğin Ermenilerin başına gelenleri... Sıranın kendilerine geldiğinin de farkındaydılar."
Kürdistan, tıpkı Gülyazı ve Ortasu'daki Kürtlerin varlı­ğı gibi, kuru bir politik iddia değil, açık bir gerçeklik. Onla­rın arzusu , ülkelerinin sınırlarının resmi olarak çizilmesi de­ğil. Tamam, bağımsız bir devlet güzel olur; bundan bahse­dince gözleri parlıyor ve bunu inkar da etmiyorlar. Ama ha­yati meseleleri sadece bu değil. Onların önemsediği, Kürdis­tan'ın çok uzun zamandır var olduğunun kabul görmesi; dilleri ve kültürleriyle, buranın ayrılmaz bir parçası oldukları­nın kabul edilmesi.
Bkz. sınır bölgesindeki köylerde yaşamak
Kadriye'nin ve Zeviya'dan diğer köylülerin hikayelerin­ den belli oluyor ki, sürekli PKK ile ordu arasında kalmışlar.
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.