" Bardas senin tüccar olduğunu söylediler."
" Basit bir tüccar efendim.Sizin sandaletinizin bağı bile olamam."
" Ah, bu değişe bilir.Bu dünyada servetler, sandaletler gibi elde edilir ve kaybedilir."
"Ah, Bizans toprağı, ah üç kere mutlu şehir, evrenin gözü, dünyanın süsü, uzakta parlayan yıldız, yeryüzünün yol göstericisi, seninleyim ve senden sonuna kadar yararlanıyorum! Beni ana kucağından mahrum etme"
Kitabın kapak sayfasında Timur ve Yıldırım'ın mücadelesi yazıyor.Her halde kitabın içini okumamıştır kapak sayfalarını tasarlayanlar.Her okur, öyle zannediyorum ki, Ankara'yı merak edecektir Timur ve Yıldırım Beyazit'in mücadelesi söz konusu olunca. Hep Konstantinapolis (İstanbul) anlatılıyor.Yıldırım Beyazit'in ismi beş kere ya anılıyor, ya anılmıyor, o da daha çok İstanbul'la ilgili.Kitabı okurken sandım ki, Beyazit Konstantinopolis'i mi (kitapta İstanbul'un ismi böyle geçiyor) kuşatmaya hazırlanıyor.Kısaca özetlersem; Timur ve Yıldırım bahane, Konstantinapolis şehane.Bence, Geofrey Fox kitaba çok yalnış bir isim seçmiş.1400 yıllarında İstanbul'u merak edenler okuya bilirler.Onun dışında boşuna zaman kaybı olabilir.Kitap okuma hevesimi neredeyse bitirecekti.
Kitabın ismiyle, doğal olarak kitap kapağıyla içeriğinin ne yazık ki hiç uyumlu olmadığı bir kitap. İsmine aldanıp Timur ile Yıldırım Beyazıd'ın arasında geçenler hakkında bir nebze de olsa bir şeyler öğrenebileceğini, bir fikir edinebileceğini düşünenlere kötü haberim var. Okumak isteyen arkadaşların bunu bilmesinde yarar olacağını düşündüm, zira isme aldanan biri olarak biraz hayal kırıklığına uğradığımı belirtmek isterim.