Düşünebiliyor musunuz? Gecenin bir yarısında iki genç kız!.. Yanlarında sadece erkek arkadaşları var. Hem de oldukça içkililer!
Ya ana babaları, ne hayaller içindeler... Kızlarını İstanbul'a ilim tahsil etmeye göndermişler. Ya öğretmen olacaklar, ya mühendis. Memlekete yararlı hanımefendi olacaklar...
Kadının cinsel tacize uğramasının en önemli sebebi, kadının açık saçık gezmesidir. Vücudunu serbestçe takdim ederek erkeklerin ilgisini çekmesidir... Yani kadının müstehcen kıyafeti, cinsel tacize sebep olmaktadır.
Milletvekili seçilen Merve Kavakçı sırf başörtülü diye meclisten kovulmadı mı? Bu mu özgürlük? Demek ki bu ülkede kadının özgürlüğünü elinden alan İslam değil. Dünyanın her yanında bu işleri başörtüsü ile yapan milyonlarca kadın var. ÖYLEYSE NASIL OLUYORDA İSLAM KADININ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ALIYOR?
Medyanın ve tüketim toplumunun manipülasyonları sebebiyle kadın değerini güzel huy, ahlak, beyin ve ruh yapısında değil, sadece bede ölçüsü, saç rengi ve dış güzelliğinde arıyor.
İşte, "Ben özgürüm!" diyerek yola çıkan ve sözde hayatını yaşayan ABD ve Batı' nın özgürlük tablosu:
'Cinsel özgürlük' sonucu ABD' de her yıl yüzbinlerce kadın tecavüze uğradı. Bu sebeple bu ülke 'tecavüz tedavi kriz merkezleri' açmak zorunda kaldı.
...
Cocuk suç çetelerinin yediyüz ellibin üyesi var.
Her yıl 100 doktar intihar ediyor.
Batı ülkelerinde neredeyse çocukların yarısı evlilik dışı doğuyor...
...
Norveç, yollara, gayrimeşru çocukların bırakılacağı sepetler koydu.
...
Allah'ın en kutsal, en değer verdiği varlığız; meleklere 'Yeryüzünde halife yaratacağım.' diye beyan ettiği varlığız. 'Yeryüzündeki halifelik' sıfatını niye rezil ediyorlar? İslam'ı yaşarsanız o halifelik makamına gelirsiniz.
Münevver Karabulut, 18 yaşındaydı. Boğazı sevgilisi tarafından testereyle canlı canlı kesilmişti. (2009' da tüm medyada haber oldu. )
20 yaşındaki Tuğçe Anlaş ise hunharca bıçaklanarak ardından boğazı kesilmişti. (Zaman Gazetesi, 4 Aralık 2009.)
Selma Saçmalı, 16 yaşındaydı. Sevgilisinin elleriyle boğazı kesilerek diri diri mezara gömülmüştü. ( Bugün Gazetesi, 14 Şubat 2010.)
Ve medyaya aksetmeyen nice Münevver Karabulut' lar, Selma Saçmalı' lar, Tuğçe Anlaş'lar aynı kaderi paylaşmıştı...