TAPARNİGOS: (Sinirlenir) Siz kadınlar yeni elbiseleri kocalarınızdan daha çok seviyor, sürekli onların ceplerini boşaltıyorsunuz. Bu işe aklım hiç ermedi ve ermeyecek de... Bu ne müsriflik!... Zamane kadınları delikanlılardan çok modaya âşık oluyorlar ve o güzelim yıllarını Allah’ın cezası elbiselere kurban ediyorlar. Zavallı gençlik ne hallere düştü? Biz Paskalya’da bir elbise diktirir onu birkaç sene giyeriz. Bak, şu ropdöşambrıma, Nizamname’nin birinci yıldönümünde diktirmiştim, hâlâ giyiyorum. Ama siz yenilik deyip elbise alırsınız, eskidi deyip kumaş istersiniz. İstersiniz ki kocalarınız durmadan satın alsınlar. Sonra da arazide kurulan asker çadırlarına benzeyen koskoca Malakof’lar giyip sokağa çıkar, insanların geçmesine engel olursunuz. Birisi yanlışlıkla elbisenize basıp yırtarsa adamcağıza ters ters bakar, akşam da “Avanağın biri geçerken elbisemi yırttı” diye kocanızdan yenisini almasını istersiniz. (Şarkı söyler)
Öyledir şu kadın işte
Hep yepyeni bir elbise
Olsun ister üzerinde
Almaz isen dediğini
Tutturur bir çocuk gibi
Elbise der de elbise
Ah bir yeni giyebilse
Sabah erken der elbisem
Yatarken der yok elbisem
Yaz gelir ister elbise
Kış gelir derdi elbise.
"Çok şükür, nihayet okulunda kavga olmayan bir mahalle gördük. Yaşasın Kuzguncuklu! Kuzguncuklu'ya bir rakı gönder benden..."
Evet, Kuzguncuk'ta hiç kavga olmaz okul için... Nedenini tahmin edebilirsiniz. Size nasıl söylesem ki... Kuzguncukta okul yok.
Rakı içmeyenler ayrılsın... Onların hakkı yok bu mahalleye girmeye.
Bir de "Kölenim" diyenler ayrılsın... Burada herkes efendi... Burada herkes çalışarak ve zanaatıyla geçinir, dolayısıyla beylerin, efendilerin ayaklarını yalama mecburiyeti yok.
Zamanında, iflas etmek çok ayıp olduğundan iflas eden birisi, yeni papaz olmuş gibi kırk gün pişmanlık çeker, evden dışarı çıkmazdı. Şimdiyse şükürler olsun, iflas etmek olağan sayılıyor.
İşte birkaç balıkçı genç, şaraphaneden çıkmış geliyorlar. Korkma, bunların kimseye zararı olmaz. Namuslu sanılan kişilerden çok daha dürüsttürler. Yalanları, dolanları, kıskançlıkları yoktur.
"Mahallelinin mesleği ne?"
"Bir kısmı gemici, bir kısmı balıkçı... Hepsi iyi kalpli ve iyi rakı içicidir ama sağlıklıdırlar. Çok yaşar, tatlı tatlı küfrederler."