Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hasan İzzettin Dinamo

Hasan İzzettin DinamoSavaş ve Açlar yazarı
Yazar
9.1/10
850 Kişi
2.877
Okunma
208
Beğeni
13,2bin
Görüntülenme

Hasan İzzettin Dinamo Gönderileri

Hasan İzzettin Dinamo kitaplarını, Hasan İzzettin Dinamo sözleri ve alıntılarını, Hasan İzzettin Dinamo yazarlarını, Hasan İzzettin Dinamo yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnce Memed her yerde..
Yaşar Ke­mal’in înce Memed’inin birinci cildini okudum. Bu sonuncuya okudum dedimse bu hiç de normal bir okuma değildi. Kitabı bitirdiğimde bitirdiğime üzül­düm Baktım, bu benim ilk gençliğimden beri Türk edebiyatında görmek istediğim romandı.
İlkönce, Men­deres’in çevresine sıvanmış olan kimi yiyicilere baş­ vurarak dileğini onların yardımiyle onun kulağına iletmek istemişse de az zamanda hepsinin aynî kaba pislediklerini anlayınca bir gün Tepebaşı’nda hü­kümet başkanının otomobilinin önüne çıkmış, derdi­ni döküp derman aramış.
Reklam
O, daha çok denizi dibinde tertemiz kumlarla çakılları görünen saatlerinde seviyordu. O duru, saydam sularda hiçbir korkutucu düşsel ya da gerçek korkutucu varlık barınamazdı. Gözlerinin güvenle baktığı her yer onun ülkesiydi.
“Yok, oğul, yok” dedi, “ cenneti verirler mi sade zenginlere? Dünyada sevaplar karınca kararınca işlenir, ama öbür dünyada Allah’ın nezdinde bunlar niyetlerine göre tartılır. Susuz bir karıncaya su veren bir adamla altın yaldızlı bir çeşme yaptıran bir adamın işledikleri sevap değerce birdir.”
Ben sosyalist kafalı bir herifim, bunu burda kime anlatirsin? Hemen gerek Rumlar, gerekse Türkler sana Bolşevik damgasını yapıstırırlar. Oysa benim düşüncemin kökü taa Fransız Komününden geliyor. Kardeslik istiyorum, torunum, bir yurdun bütün insanları ve bütün dünya ulusları arasında, anladın mı?
Sayfa 157 - Ararat yayınevi
Kollarının arasından bir cennet ateşi gibi gelip geçmiş birini unutabilir miydi?
Reklam
“Tarlaya bir daha alıcı gözüyle baktı. Fidelerin ne canlı bir büyüyüşleri, ne nazlı bir durumları vardı. Acaba kendisinin bir daha böyle güzel bir tarlası olacak mıydı? Yoksa ölünceye dek hep başkalarının kapılarında kulluk mu edecekti?”
Yaşayışının en güzel düşünü görmüş gibiydi. Arada geçen bu konuşmaları bile düştü işittiğini sanıyor gözlerini ovuşturup duruyordu. Düşte bile görmek yürekliliğini gösteremediği o güzel kız birden bire sanki gökten pamuk gibi ak bulutlardan kollarına düşmüştü. Sanki o değil de kendisini seven meleklerin cennet bahçelerinden alıp kollarına bıraktığı erişilmez bir huri kızıydı. Kollarını sert kasları arasında ipek tenli bir balık gibi kayan o güzel kızın kollarının arasından bıraktığı boşluk sonsuz, karanlık bir uçurum gibi derin ve korkunçtu. Mutluluk birden bire hiç umulmadık bir zamanda gelmiş, yağmurun kül rengi perdesine sarınarak yine geldiği gibi gitmişti.
294 syf.
5/10 puan verdi
Açlık
Hasan İzzettin Dinamo
Hasan İzzettin Dinamo
Açlık
Açlık
Bener
Bener
Aç, işsiz, bir yandan da edebiyata meraklı bir öksüz olan Musa'nın 1928 İstanbulu'nda başından geçenler konu edilmektedir. İlk sayfada söylendiğinden yola çıkarak, bu romanın Knut Hamsun'un yine aynı isimli romanından esinlenerek yazıldığı düşünülebilir. Ben Hamsun'unkini okurken epey sıkılmıştım ve bireysel açlık gibi sıradan bir ezikliğin neden konu edilip bu kadar da ünlü bir roman ve yazar sonucuna geldiğini anlayamadım. Dinamo'nunkini okurken de kitabın ilk yarısı aynı sıradan yavan bireysel açlık deneyimleriyle geçti. Romanın ikinci yarısından itibaren Casanova veya Valentinovari maceraları ilginç ve renkli olduğu için hızla aktı. Toplumsal sorunları haklı olarak dert edinen değerli şair/yazarlarımızdan Dinamo'nun bir bakıma kendi yaşamını bir ölçüde yansıtan bireysel açlık hikâyesini niçin toplumsal bağlantılarını konu etmeden ele aldığını da pek anlamadım. Herhalde Hamsun'dan çok etkilenmiş olmalı.
Açlık
AçlıkHasan İzzettin Dinamo · Yalçın Yayınları · 1980184 okunma
Onun yumuşacık sıcacık kolunu omzunda duyunca baygınlık geçirir gibi oldu. Hiç yaklaşılmaz, el değilmez bir mutluluk tanrıçası gibi düşündüğü bu güzel kızın, birden bire bu kerte yakına gelişi, etinin etine değişi, ona korkunç bir şaşkınlık vermişti.
Reklam
O, gözleri dünyaya açıldığı günden beri gördüğü en ilginç varlıktı. Onu gördüğü zamanlar, dünyayı unutuyor, onun büyüsü, çevresindeki canlı cansız her nesneyi silip götürüyordu. Onu, elde edilemeyecek en güzel nesne, seyrine doyum olmayan bir varlık olarak düşünuyordu. Bunun nedenlerini araştıracak durumda değildi. Onun güzel, yumuk yumuk varlığı ona ham, yeşil bir yemiş gibi geliyordu. Bıraksalar, onun yanında açlığı susuzluğu bir an usuna getirmeden oturur, mutluluğun altın suyuna batmış duygular, düşüncelerle onu seyrederdi.
352 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
Yazarın kaleminden gerçekten güzel bir eser daha. Yazarın karakterleri canlandırması ve betimlemesi gerçekten çok güzel. Görme engelli bir okulr olarak betimlemeleri çok beğeniyorum. Zamanında yaşadığı şeyleri anlatmakta kalemi çok usta. O zamanki siyasi partileşme sanki şu anki dönemi ozamandan anlatıyor gibi ya da biz şu an o dönemleri yaşıyoruz.
Musa'nın Gecekondusu
Musa'nın GecekondusuHasan İzzettin Dinamo · Tekin Yayınevi · 2012104 okunma
Freud, sekiz yaşında bir çocuğun cinsel alanda görev görebileceğini söylerken herhalde normal biçimde beslenmiş çocuklardan söz etmiş olacaktı.
Onu gördükçe, içinde ılık ılık bir nesnenin kaynadığını duyuyordu. Sevgi denen nesne bu muydu ki?
Cennetin anahtarlarını kocaman öldürücü bir madde gibi elinde tutan Petrus unuzun bile bu isyana karışanları Cennetin kapısından geri cevirecegi hiç su götürmez.
Sayfa 87 - Ararat yayınevi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.