Hüsnü Mahalli, Kelepçe adındaki bu kitabıyla tutuklu kaldığı kısa süreyi (zaman görecelidir) bizlere anlatıyor. Evine polisin gelip 'Emniyet'e gitmemiz lazım' demesiyle başlayan, Emniyet, hastane, cezaevi ile devam eden süreç içinde yaşadıklarını bizlerle paylaşıyor. Bu zor durumda kalması neticesinde etrafında bulunanlar hakkında da dikkat çekici bilgiler veriyor.
Tutuklanma sürecinde yanında olanlar ile o, anlı şanlı gazeteci olarak duyurulan bir takım kişilerinde bu olaya sessiz kalışları hakkında da bilgiler veriyor. Her şeyin göründüğü gibi olmadığını da anlatıyor. Hastane, cezaevi (kısa sürede kalsa cezaevinde yaşadıkları), mahkeme nakil araçları içindeki yaşam ve hastane de yaşananları gazeteci gözlemciliği sayesinde akıcı bir şekilde kağıda dökmüş. Tekrardan geçmiş olsun.
Kitabın 77.sayfasından itibaren ise başka bir 'kelepçe' anlatılıyor. Suriye krizi, savaş ya da işgali hakkında yine yorumlarını aktarıyor. Suriye'de ve bölgede yaşananları bu coğrafyayı çok iyi tanıyan bir kişi olarak, kavramlar ve anlaşılmayan cümleler yerine, daha anlaşılır, net ve nokta atışlarla anlatıyor. Yaşanan sıkıntılar ve çözüm yolları hakkında da bilgiler veriyor.
Okuyup çok şeyler öğrenilecek bir kitap. TV'lerde 'Ortadoğu uzmanı' diye çağrılan kişilerin kaçta kaçı acaba Türkiye sınırları dışına çıkmış o da ayrı bir garabet konusu? Tavsiye ederim.
Bu kitabı 1 - 2 Eylül 2019 tarihleri arasında okuyup inceleme yazısı ise 23 Şubat 2020 tarihinde 1000Kitap sitesine eklenmiştir.
Ortadoğu'da Kanlı Bahar ve 2014'te yayımlanan 
Diren Suriye adlı kitaplarının karışımından oluşmaktadır. Başından geçenlerle birlikte bizlere 'bahar' diye yutturulmaya çalışılan 'kara kışı', tüm çirkin yüzüyle anlatmaya çalışıyor.
