Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Juan Gabriel Vasquez

Juan Gabriel VasquezDüşen Şeylerin Gürültüsü yazarı
Yazar
7.4/10
41 Kişi
152
Okunma
6
Beğeni
2.510
Görüntülenme

Juan Gabriel Vasquez Gönderileri

Juan Gabriel Vasquez kitaplarını, Juan Gabriel Vasquez sözleri ve alıntılarını, Juan Gabriel Vasquez yazarlarını, Juan Gabriel Vasquez yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Karanlıkta her şey daha büyük ya da daha vahim görünür; orada hastalıklar daha öldürücüdür, kötülüğün varlığı daha yakındır, sevgi eksikliği daha yoğundur, yalnızlık daha derindir. İşte bu yüzden uyurken yanımızda birisi olsun isteriz.”
Sayfa 259Kitabı okudu
Reklam
“Deneyim, yani deneyim diye adlandırdığımız şey, çektiğimiz acıların envanteri değil, başkalarının acılarına karşı öğrendiğimiz empatidir.”
“İnsanın bu dünyada ölümden başka katlanması gereken zorunluluk yoktur.”
"Nasıl ki bunun ardından olacakları hiçbir şey değiştiremiyorsa,bu gerçeği de hiçbir şey değiştiremez."
Geçmiş bizim önümüzdeki bir şeydir, çünkü onu görebilir ve tanıyabiliriz; buna karşılık gelecek arkamızdadır, çünkü onu ne görebilir ne de tanıyabiliriz. Meteor hep arkadan gelir, onu görmeyiz, göremeyiz. Onu görmek gerekir, geldiğini görmek ve bir kenara çekilmek gerekir. Yüzümüzü geleceğe dönmemiz gerekir.
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
Dünya dönüp durmayı bıraksın: Sadece bunu istiyordu. Dönmeyi bıraksın, her şey sussun. Evet, biraz sessizlik olsun
Sayfa 137Kitabı okudu
Netice itibarıyla geçmişin herhangi bir anında edinilmiş kesinlikler zaman içinde kesinlik olmayı bırakabiliyorlardı: Bir şey, tesadüfi ya da istemli bir olay meydana gelebiliyor ve her apaçıklık bir anda geçerliliğini yitiriyor, hakiki olan hakiki olmayı, gözle görülmüş olan görülmüş olmayı, yaşanmış olan da yaşanmış olmayı bırakıyordu: Zaman ve mekân içinde yerini kaybediyordu; yutuluyor ve başka bir dünyaya ya da dünyamızın başka bir boyutuna, bizim tanımadığımız bir boyuta geçiyordu. Peki ama orası neresiydi? Geçmiş değişince nereye gidiyordu? Kalıcı olmaktan, zamanın dayattığı deformasyon karşısında kesinliklerini sürdürmekten, insanların tarihinde yerlerini kazanmaktan aciz olaylar, ödlek ve utangaç bir şekilde, dünyamızın hangi kırışıklıklarında saklanıyorlardı?
Sayfa 121Kitabı okudu
Karikatürü çizilenleri en çok rahatsız eden kendilerini kusurlarıyla birlikte görmek değil, bunu başkalarının görmesidir: Tıpkı bir sırrın gün yüzüne çıkması gibi
Sayfa 101Kitabı okudu
Aşağılanma, her aşağılanma tanığa ihtiyaç duyar. Tanık olmazsa aşağılanma da olmaz: Kimse yalnız başına aşağılanmaz: Yalnızlıktaki aşağılanma aşağılanma değildir.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Okul degiştirmek, semt değiştirmek, şehir değiştirmek, ama değiştirmek, bir şeyi değiştirmek, daima değiştirmek, geride bırakmak için değiştirmek, silmek için değiştirmek: Gerçek bir pentimento, bir görünüm değişikliğinin ardından tuvaldeki düzeltme, bir başkasının üzerine boyanan imge, başka fırça darbelerinin üzerine vurulan bir fırça darbesi. Samanta Leal'in durumunda yaşanan belki de buydu, çünkü yağlıboya silinmez, ama düzeltilir; yok edilemez ama yeni tabakaların altına gömülebilir.
Başarılı insan sadece bir kompleksini gizleme yöntemini bulmuş kişidir.
Yüzlerinin haritasında, belki o dönemi -o dönemin aşağılamalarını, ince zulümlerini, sonu gelmez bir hayal kırıklığı deneyimini- geride bırakmak için çok fazla gayret sarf ettiklerinden, belki de o süreçte bir şeyin, insanı şekillendirmek yerine onu tıpkı bir bina gibi yerle bir eden ve temellerinden yeniden inşa edilmek zorunda bırakan şu kişisel felaketlerden birinin yaşanmış olmasından ötürü küçük bir kız oldukları dönemden hiçbir iz muhafaza etmeyen kadınlar vardır.
Bizim toplumumuzda önemli olan ne olup bittiği değil, ne olup bittiğini kimin anlattığıdır.
Yaşam en iyi karikatüristtir. Yaşam bize kendi karikatürümüzü yaptırır. Sizin, benim, hepimizin mümkün olan güzel karikatürü yapma, hoşumuza gitmeyen kısımları kamufle etme ve en çok hoşumuza giden kısımları yüceltme mecburiyetimiz var. Sadece fiziksel özellikleri değil, aynı zamanda da yaşamın yüz hatlarımızda bıraktığı gizemli izden, yaşam akıp giderken, bizim isabetli kararlar verdiğimiz ya da yanıldığımız ölçüde, başkalarını incittiğimiz ya da bunu yapmamaya gayret ettiğimiz ölçüde, yalan söylediğimiz ve kandırdığımız ya da bazen büyük fedakârlıklar pahasına, her zaman güç bir görev olan doğruyu söylemekte israrcı olduğumuz ölçüde yüzümüze çizilen o ahlaki manzaradan -evet, o ahlaki manzara, çünkü onu başka türlü adlandırmanın imkânı yok- bahsettiğimi arif olan anlamıştır.
269 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.