Hayatı
İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı okudu. Yazıları, henüz öğrenciyken yayımlanmaya başladı. Üniversiteden arkadaşlarıyla birlikte, 1956 – 1960 yılları arasında A Dergisi’ni çıkardı.
1960’da girdiği Cumhuriyet gazetesinde 1981’e kadar görev yaptı. Ardından 1982’ye kadar Karacan Yayınları’nda çalıştı. 1965 – 1970 yılları arasında kitapçılık ve yayıncılık faaliyetlerinde bulundu. Şiir Sanatı dergisini 1966 – 1968 yılları arasında yayınladı. 1972’den itibaren yayımlanmaya başlanan Yeni A Dergisi’nin kurucuları arasında bulundu, dergi için yazılar kaleme aldı. 1983’te üstlendiği Varlık Dergisi’nin yönetmenliğini 1990’a kadar sürdürdü. 1999 – 2000 yılları arasında Türkiye Yazarlar Sendikası’nın ikinci başkanlığını yaptı. 1989’da Yordam Yayınevi’ni kurdu. Kemal Özer 15 günde bir SoL (haber portalı)nda yazmaktaydı. 30 Haziran 2009'da hayatını kaybetti.
Eleştiri
İlk dönemlerinde İkinci Yeni Hareketi içinde yer aldı. Bunu, ilk üç şiir kitabına yansıttı. Daha sonra „toplumcu gerçekçi“ diye nitelenen bir tarza yöneldi. Eleştirmenlere göre,bu dönemde, gündemdeki toplumsal ve siyasal olayların yanı sıra söz konusu olaylar karşısında insanların duygu, düşünce ve tepkilerine tanıklık etti. Toplumcu gerçekçi eğilimi 1970 – 1980 yılları arasında yayımlanan 4 eserine hakim oldu. Bu kitapları izleyen şiirlerinde yeni boyut ve ilgi alanlarına açılım arzusu gözlendi. 1983’te yayımlanan Araya Giren Görüntüler’de 12 Eylül dönemine ilişkin tanıklığını sergiledi. 1985 tarihli Sınırlamıyor Beni Sevda’da sevda olgusunu toplumsal bakış açısıyla yorumladı. 1995’te basılan Oğulları Öldürülen Analar ile bir başka toplumsal soruna, kayıp annelerinin sesine aracılık etti. Onların Sesleriyle Bir Kez Daha kitabıyla da uzun süreli bir baskı döneminin ardından seslerini yeniden yükselten çalışan kesimi aktardı.
Behçet Necatigil, Kemal Özer'i 1977'de şöyle değerlendirdi: "İkinci Yeni'nin en çok sözü edilen şairlerinden olan Kemal Özer'in şiirlerinde, uzak çağrışımların izinde yürümekle çözülebilecek gizli bir bütünlük kaygısı seziliyordu. Şairliği, yeni aşamalarda, toplumsal eylemlere, yurdun ve dunyanın politik-güncel olaylarını şiirleştirmeye yöneldi." TKP neferlerinden biriydi .
Ödülleri
Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü (1976)
Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü (1982)
Yunus Nadi Şiir Ödülü (1991)
Ferit Oğuz Bayır Düşün ve Sanat Ödülü (1993)
Damar Dergisi Edebiyat Emek Ödülü (1999)
Truva Kültür ve Sanat Ödülü (2000)
Dionysos Şiir Ödülü (2001)
wikipedia
Herkese iyi akşamlar, sevgili okurlar canım dostlarım. Gün geçmiyordu ki 1000 kitapta güzel bir etkinlik olmasın. Beni tanıyan okur dostlarım biliyorlardır ki şiiri çok seviyorum. Şiiri eminim siz de çok seviyorsunuzdur, öyle umuyorum. Şiir sevmemek ne mümkün? Şayet sevmeyenler için de bu ilk adım olabilir. An itibariyle şiir kitabı okuma
Özer, şiirlerinde aşkı içten ve samimi bir şekilde anlatır. Aşk, onun şiirlerinde hem mutluluğu hem de hüznü temsil eder. Özer, şiirlerinde aşkın hem güzelliğini hem de acımasızlığını gösterir.
Kitap, Özer'in en sevilen şiir kitaplarından biridir. Şiirleri, sade ve akıcı bir dille yazılmıştır. Şiirlerinde kullandığı imgeler ve metaforlar, şiirlerine derinlik ve anlam kazandırır.
Sevdalı Buluşma, aşkı anlatan şiirler okumak isteyenler için mutlaka okunması gereken bir kitaptır.
Kısa bir şiir kitabı. 1980'li yıllara ait.. Akıcı, düz bir anlatım var. Sanatlı bir söyleyișten ziyade, kelimelerde duruluğa dikkat edilmiş. Şiirler çeşitli bölümlere ayrılmış durumda. Ozanın, Rotterdam ve Budapește'de yazdığı şiirler de ayrı bölümler halinde sunulmuş. Son kısımda da şiirlerde geçen çeşitli ifadeler hakkında yazılmış bir notlar bölümü var. Şiir kitaplarının dışında da pek çok eseri olan bir yazar. Uzun yıllar gazetecilik yapmış biri. Belki kitaplarından birini okumayı deneyebilirsiniz. Belki de başlangıcınız bu kitap olur. Ne ölçüde tavsiye ettiğimi yüzdelik bir değerle belirterek bitiriyorum: %65.
Oldukça yüzeysel şiirlerden oluşan bir kitap okudum, okuduklarım şiir miydi, ondan da emin değilim.
Tek tek aradım tüm satırları ama hiçbir şey hissetmedim, tek bir his kırıntısı dahi bulamadım. Sanırım yollarımız kesişmedi, ortak noktada buluşamadık.