Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ken Macleod

Ken MacleodGece Oturumları yazarı
Yazar
6.9/10
21 Kişi
57
Okunma
2
Beğeni
1.377
Görüntülenme

En Yeni Ken Macleod Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Ken Macleod sözleri ve alıntılarını, en yeni Ken Macleod kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Gören, evet,” dedi Mackay. “Ama yasalar bakmıyor işte.
"Ve Yunanların dediği gibi, hiçbir şey olmanın berbat olmadığını anladığında aslında hiçbir şey berbat değildir."
Reklam
"Anti-emperyalist karargâhın insanları her gün barış için can atıyor" diye yazdı Lin Piao, "Neden emperyalist karargâhın insanları barış için can atmıyor?"
"Özgür insanların dünyasının büyük mimarı Stalin'in dehası ve vasiyeti sonsuza dek yaşayacak."
“Bir sırrı tutmanın herhangi birine söylemekten daha heyecanlı olduğunu hissedecek kadar gençtim.”
Herkesin arzularını senin kadar kolay bastırması gerektiği fikrindesin.
Sayfa 36 - Aylak Kitap
Reklam
Makinelerin ruhları bulunduğu iddiasında değilim elbette ama rasyonel zihinleri olduğu kesin.
Sayfa 22 - Aylak Kitap
“Gökler Efendimizindir ama O, Dünya’yı insanoğluna vermiştir.“ gökleri kurcalamakla iyi etmediğimizden endişeleniyorum.
Sayfa 19 - Aylak Kitap
Savaş çığırtkanlarına ve silah vurguncularına karşı, yıkıma doğru bizi sürükleyen bu pervasız gidişata, bu Azrail ordularına karşı, barış için yanıp tutuşanların tümünü biraraya getirmek gerekir.
Sayfa 22
Yunanlı'ların dediği gibi, hiçbir şey olmanın berbat olmadığını anladığında aslında hiçbir şey berbat değldir.
Sayfa 51 - AyrıntıKitabı okudu
Reklam
“O ışınların da yıldız ve gezegen imgeleri oluşturacağı tutuyor, öyle mi?” “Hayır, hayır. Tanrı onları öyle tasarlamıştır. Bizi kandırmak için değil, elbette değil… Bize gücünü, sonsuz yaratıcılığını göstermek için. Tanrı bize gökte ışıklar yaptığını söylemiştir. Tanrı’nın bize haklarında hiçbir şey söylemediği yıldız ve güneşleri varsayma küstahlığı tamamen bizim sorumluluğumuzdadır.” “Yani evrenin tümü, güneş sisteminin dışı sadece bir çeşit ışık gösterisinden ibaret, öyle mi?” “Eldeki kanıtlar şimdilik bunu gösteriyor,” dedi Campbell. “Ayrıca kanıt lafı geçmişken size şunu hatırlatayım: bu sözde galaksiler sahiden milyarlarca yaşındaki kütleler olsalardı kütle çekimsel açıdan var olamaz, çok uzun zaman önce dağılırlardı. Astronomların buna getirdiği tek açıklamaysa göremedikleri ve asla bulup tanımlayamadıkları ama gencecik evreni işaret eden kanıtları yok saymak ve hepsini kendi varsayımları temelinde açıklamak için ihtiyaç duydukları karanlık maddedir.” Kadın gözlerini ovuşturdu. “Kâbus görüyorum sanki… İnandıklarını anlatma artık. Bilmek istemiyorum.”
Kadın şaşkınca gülümseyerek baktı. “Ayrıca tüy şeklinde, deri şeklinde, ayak izi şeklinde taşlar mı var yani?” “Dediğiniz gibi; taş hepsi.” “Tanrı onları imanımızı sınamak için mi bıraktı diyorsun?” “Yo, hayır! Öyle bir şey diyemeyiz. İnsanlar bu taşların kalıntı olduklarına inanmaya başlamadan önce yaratılmış taş biçimleri olduklarına inanıyorlardı. İmanlarını hiçbir şekilde sarsmıyordu bu durum.” Kadın dehşete kapılmışçasına elini alnında şaklattı. “Peki, milyonlarca ışık yılı mesafedeki yıldızları nasıl açıklıyorsun?” “Milyonlarca ışık yılı mesafede bulunduklarını nasıl bilebiliyorsunuz?”
"Teşekkürler.” “Rica ederim,” dedi robot. Yanında oturan orta yaşlı hanım ise kahvaltısını, “Sütlü, iki şekerli,” dışında herhangi bir şey demeden aldı. Robot uzaklaşırken, “Lütfen veya teşekkürler gibi şeyler söylemenize gerek yok,” dedi kadın. “Para otomatlarından daha akıllı değil bu robotlar.” Campbell gofretini açarak kadına gülümsedi. “Otomatlara da teşekkür ediyorum ben.”
Birkaç dakika seyrettikten sonra parlak portakal rengi ışıklarıyla yanan bir göktaşı gördü. Ardından bir tane daha… Her görüşünde duyduğu ses kendi soluğuydu ama göktaşları öyle yakın gözüküyorlardı ki geçişlerinin uğultusunu duyduğunu sandı.
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.