Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ken Macleod

Ken MacleodGece Oturumları yazarı
Yazar
6.9/10
21 Kişi
57
Okunma
2
Beğeni
1.379
Görüntülenme

En Eski Ken Macleod Sözleri ve Alıntıları

En Eski Ken Macleod sözleri ve alıntılarını, en eski Ken Macleod kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Dünyanın gerçekliğine inanıyorsan, hiçbir şey delilik değildir..”
Robot uzaklaşırken, "Lütfen veya teşekkürler gibi şeyler söylemenize gerek yok, " dedi kadın. "Para otomatlarından daha akıllı değil bu robotlar." Campbell gofretini açarak kadına gülümsedi. "Otomatlara da teşekkür ediyorum ben."
Reklam
Bilim, siyasetten daha ilginçti ve zihnimi rahatsız etmek yerine yatıştırıyordu.
Sayfa 23 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Uzuvlarının hareketleri beyninin hareket merkezinin kontrolü altındaydı.
Sayfa 33 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Eğlenceliydi. Bense ciddiydim.
Sayfa 45 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Kolay oldu. Saçma, komik ve anlamsız biçimde kolay oldu.
Sayfa 60 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
GİRİŞLER 575 - GECE OTURUMLARI
“Bilimkurgu,” dedi robot, “gerçeğe dönüştü!”
MODERN GEORG ORWELL DIYOLLA EMME BİLEMEDİM ŞİNDİ.
Yasaları çıkaran politikacılar değil , uygulayanlar damgayı yer.
Birkaç dakika seyrettikten sonra parlak portakal rengi ışıklarıyla yanan bir göktaşı gördü. Ardından bir tane daha… Her görüşünde duyduğu ses kendi soluğuydu ama göktaşları öyle yakın gözüküyorlardı ki geçişlerinin uğultusunu duyduğunu sandı.
Reklam
"Teşekkürler.” “Rica ederim,” dedi robot. Yanında oturan orta yaşlı hanım ise kahvaltısını, “Sütlü, iki şekerli,” dışında herhangi bir şey demeden aldı. Robot uzaklaşırken, “Lütfen veya teşekkürler gibi şeyler söylemenize gerek yok,” dedi kadın. “Para otomatlarından daha akıllı değil bu robotlar.” Campbell gofretini açarak kadına gülümsedi. “Otomatlara da teşekkür ediyorum ben.”
Kadın şaşkınca gülümseyerek baktı. “Ayrıca tüy şeklinde, deri şeklinde, ayak izi şeklinde taşlar mı var yani?” “Dediğiniz gibi; taş hepsi.” “Tanrı onları imanımızı sınamak için mi bıraktı diyorsun?” “Yo, hayır! Öyle bir şey diyemeyiz. İnsanlar bu taşların kalıntı olduklarına inanmaya başlamadan önce yaratılmış taş biçimleri olduklarına inanıyorlardı. İmanlarını hiçbir şekilde sarsmıyordu bu durum.” Kadın dehşete kapılmışçasına elini alnında şaklattı. “Peki, milyonlarca ışık yılı mesafedeki yıldızları nasıl açıklıyorsun?” “Milyonlarca ışık yılı mesafede bulunduklarını nasıl bilebiliyorsunuz?”
“O ışınların da yıldız ve gezegen imgeleri oluşturacağı tutuyor, öyle mi?” “Hayır, hayır. Tanrı onları öyle tasarlamıştır. Bizi kandırmak için değil, elbette değil… Bize gücünü, sonsuz yaratıcılığını göstermek için. Tanrı bize gökte ışıklar yaptığını söylemiştir. Tanrı’nın bize haklarında hiçbir şey söylemediği yıldız ve güneşleri varsayma küstahlığı tamamen bizim sorumluluğumuzdadır.” “Yani evrenin tümü, güneş sisteminin dışı sadece bir çeşit ışık gösterisinden ibaret, öyle mi?” “Eldeki kanıtlar şimdilik bunu gösteriyor,” dedi Campbell. “Ayrıca kanıt lafı geçmişken size şunu hatırlatayım: bu sözde galaksiler sahiden milyarlarca yaşındaki kütleler olsalardı kütle çekimsel açıdan var olamaz, çok uzun zaman önce dağılırlardı. Astronomların buna getirdiği tek açıklamaysa göremedikleri ve asla bulup tanımlayamadıkları ama gencecik evreni işaret eden kanıtları yok saymak ve hepsini kendi varsayımları temelinde açıklamak için ihtiyaç duydukları karanlık maddedir.” Kadın gözlerini ovuşturdu. “Kâbus görüyorum sanki… İnandıklarını anlatma artık. Bilmek istemiyorum.”
Yunanlı'ların dediği gibi, hiçbir şey olmanın berbat olmadığını anladığında aslında hiçbir şey berbat değldir.
Sayfa 51 - AyrıntıKitabı okudu
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.