"Sözcükleri tek tek kafasının içinden alıp yüreğine koydu. Yüreğini "Güp! Güp!" attıran sözcüğü hemen kağıda yazdı. Yüreğini attırmayan sözcüğü yüreğinden çekip aldı."
"Yaşayıp bitirdiği her günün, tutulmaz bir kuş olup uçtuğuna, yavaş yavaş gözden silinip bir küçük kara noktaya dönüştüğüne karar verdi. Gözünü yumduğunda her yanı saran karanlığın, bu küçük kara noktalardan oluştuğunu keşfetti."
İnsanoğlu, hayvan gibi, doğasının kendisine dayattığı gereksinimleri karşılamak zorunda. Bu gereksinimler onun dünyaya bakışına biçim veriyor. Savan aslanı için sevimli ceylan ilk olarak kendisini kıvrandıran açlığı dindirmenin bir aracıdır. Batılı oduncu için orman her şeyden önce bir işletmedir.
'Yakalayabilirsem geçmişi kovalayacağım,' dedim, 'üç gün öncesinin ışığını tutamıyor insan........... Hız diyorsun ya, kimse geçmişten hızlı koşamaz, kanat taksa koşamaz…Yetişebilirsem çocukluğuma, uçuyor gözlerimden....'
'........ kadın içindeki erkeği serbest bırakıp hak tanıyacak ona, erkek de içindeki kadını serbest bırakacak, başka türlü sağlanmaz barış............'