Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Lydia Millet

Lydia MilletÇaresizlik Kuyusu yazarı
Yazar
7.2/10
44 Kişi
177
Okunma
7
Beğeni
1.764
Görüntülenme

Lydia Millet Gönderileri

Lydia Millet kitaplarını, Lydia Millet sözleri ve alıntılarını, Lydia Millet yazarlarını, Lydia Millet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ruhu ruh yapan özlemdir. O olmadan ruh boş kalır, unutulur gider..
Zaman ilerledikçe düzlüklerden dağlar yükseldi, sonsuz sevgiyle mucizeler çoğaldı. O mucizeler hayvanlardı.
Sayfa 230Kitabı okudu
Reklam
Güzel düşünceler nerede ol olsun değişmezdi. İster türünün son örneği ol ister yalnız kalmakla yüzleş, güzel düşünceler anlamından bir şey kaybetmezdi, hemde hiçbir zaman.
Sayfa 238Kitabı okudu
Bir başına kalınca ne yapılırdı ki? Yalnızlığa bir çare aranırdı.
Sayfa 236Kitabı okudu
Bir sey ancak yok olmaya yüz tuttuğunda nihayet yüce ve güzel bulunurdu.
Sayfa 233Kitabı okudu
Peki, çocukluğundan itibaren ya ışıkları değil de asıl ışıkların arasındaki karanlıkları düşlemişse?
Sayfa 230Kitabı okudu
Reklam
Vazgeçme değil basit bir yıpranma meselesiydi bu. Benliğin yavaş yavaş çöküşünün yan etkisiydi. Benlik suda süzülüp batar, derin bir ruhlar kuyusuna karışırdı. Neredesin geri kalanım? Söyle bir bakar ancak gölgesini görebilir fakat endişeye kaplamazdınız; bir kez gitti mi elden bir şey gelmezdi, bilirdiniz.
Sayfa 210Kitabı okudu
İç çekme ihtiyacını, içe çekilen nefesin verilirken yarattığı hissi biliyordu; iç çekmek bir düşünce değildi ama. düşüncenin yerini tutardı, duyulan kedere ya da yakınlığa, uzun zamandır taşınan ağır bir yükün bırakılmasına delalet ederdi.
Senin neslin istemenin elde etmek olduğunu sanıyor. Fakat bu koca dünyada çoğu insan için istedikleri şeylerin hayatlarıyla, yaşadıkları hayatla bir alakası yok.
Reklam
İnsanların değer verdikleri şeyler ile değer verdiklerini iddia ettikleri şeyler birbirinden farklıydı.
Sanki günlerini dolduran, birleştiren, hizaya sokan bir şey yoktu; hayatında hiçbir şey olup bitmiyordu.
Çocukken şimdide yaşardı; şimdi gelecekte yaşıyordu; yakında, hem de çok yakında geçmişte yaşayacaktı, geçmişe özlem duyan, baş sallayıp duran bir ihtiyara dönüşecekti.
"Bir şey ancak yok olmaya yüz tuttuğunda nihayet yüce ve güzel bulunurdu. On dokuzuncu yüzyılda İngiltere'nin vahşi doğasına olan da buydu: şehirlere, çiftliklere, kirliliğe kurban gitmeden önce horlanıp göz ardı edilen doğa, ondan geriye hemen hiçbir şey kalmadığında, şiirlere, resimlere konu olmuş, maneviyata çıkan en kestirme yol hâline gelmişti."
Sayfa 233Kitabı okudu
142 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.