Marissa Meyer Gönderileri
Marissa Meyer kitaplarını, Marissa Meyer sözleri ve alıntılarını, Marissa Meyer yazarlarını, Marissa Meyer yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Sorumu cevaplamadın."
"Ne sorduğunu unuttum."
"Neden güzel olmadığını düşünüyorsun?"
Serilda kızardı. "Pekâlâ cevap verdiğimi düşünüyordum."
"Bana sadece masallar tanrısı tarafından lanetlendiğini söyledin. İnsanların sana güvenmediklerini. Ama bu aynı şey değil. Karanlık ruhlarla yeterince vakit geçirirsen eğer bazen en güvenilmez şeylerin aynı zamanda en güzel şeyler olduğunu öğrenirsin."
Sayfa 184Kitabı okuyor
Şekersen söyle çocuk
Gild onu seyrediyordu, kırılgan ve gergindi. "Baban için gerçekten çok üzgünüm."
"Ama seni tekrar gördüğüm için üzgün değilim," dedi Gild. "Bu, beni herhangi bir karanlık ruh kadar bencil yapsa da." Bunu itiraf ediyor olmaktan ötürü sefil hissetti. Ellerini kucağında birleştirdi, parmak boğumları bembeyaz oldu. "Ve seni ağlarken görmekten hiç hoşlanmadım. Ama aynı zamanda, sana sarılmaktan da çok hoşlandım."
Sayfa 181Kitabı okuyor
"Sanırım artık daha iyi anlıyorum," dedi yavaşça. "Muzipliklerini. Eşek şakalarını. Kahkahayı bir silah, içinde bulunduğun korkunç şartlara karşı bir kalkan olarak kullanıyorsun. Bence sen çok fazla karanlığın olduğu bir yerde aydınlık yaratmaya çalışıyorsun."
Sayfa 180Kitabı okuyor
Cinder Kitap İncelemesi
okurken keyif aldığım kitaplardan biri oldu. ay günlükleri serisinin ilk kitabi cinder. serinin genel olarak beğendiğim yanı, küçüklüğümüzden bildiğimiz Disney prenseslerinin farklı bir evrende çok farklı konumlarda okuyor olmamız. cinder, hepimizin bildiği sindirella'nın farklı bir evrene uyarlanmış karakteri. serinin diğer kitaplarını okudukça karekter eklenmesi ve olayların kesintisiz şekilde devam etmesi seriye daha hızlı bir şekilde devam etmenizi sağlıyor. 
Cinder 
Marissa Meyer 
Sude Yolsal
#cursed
-MARİSSA MEYER
“İyi bir hikaye, sonsuza kadar yaşayabilir..”
Gilded ikilemesinin ikinci ve son kitabı Cursed yine soluksuz okunacak bir macerayla bizimle buluştu. Gerçekten fantastik romanlarının ustalarından biri 
Lee Chae Rin Yarattığı bu büyülü dünyada savaş, tanrılar, büyülü yaratıklarla hem duygusal bir bütünlük hem de gerilim dolu bir hikaye sunmuş bize. Bayıldım!! Keşke biraz daha okuyabilsek dedim bittiğinde.
Birinci kitabın sonunda,hayalet kral Erlking Serilda’yı kaçırıp ruhunu hapsetmiş ve onunla evlenmişti. Fani bir insanla evlenip ondan bir çocuk yapacak ve kaybettiği kraliçesine kavuşunca ona bir bebek armağan edecek. Tabi bunun yanı sıra önce sevgilsiinini yer altından döndürmesi gerekiyor. Bunun içinde sonsuz dolunaydan önce yedi tanrıdan birini ele geçirip dilek dileyerek Perchta’sını geri getirmeyi hedefliyor.
Serilda ve Gilg ise ruhlarının bağlandığı Adelheid’deki perili şatoda laneti bozmak için çalışıyor. Her av zamanı Erlking şatodan ruhları ile ayrıldığında şatonun gizli kalmış her yerini arıyor bedenlerini bulmaya çalışıyorlar. Fazla zamanları yok çünkü Serilda hamile. Bebek dünyaya gelmeden kurtulmaları gerek. Ve bebek Erlking’den değil bunu hayalet kralda biliyor fakat planı bozulmasın diye herkesten saklıyorlar. Ancak çok zaman geçmeden gerçekler birer birer ortaya çıkmaya başlıyor.
Erlking’in asıl amacı sevgilisini geri getirirken aynı zamanda ölümlüler ile aralarında olan perdeyide ortadan kaldırıp tüm diyara hükmetmek. Serilda ve Ging, Erlking’in planlarını bozmaya çalışıp aynı zamanda hayal bile edemedikleri zorlu bir mücadelenin içine giriyorlar. Bakalım bu mücadelenin kazananı kim olacak..
Bıçağın ucunda, hâlâ atmakta olan bir kalp vardı. Kırık bir kalpti.
“Saçmalık,” diye fısıldadı. “Her şey saçma ve aptalca, son ra yine saçma, yine aptalca. Burada hepimiz deliyiz, biliyorsun değil mi? Ve bu bizde aile geleneği, benim kanımda var. İşte Zaman nihayet beni buldu ve ben-” Sesi çatladı. Gözleri alev alev yanıyordu. “Hiçbir fikrim yok, Majesteleri. Bir kuzgun ne den yazı masasına benzer, hiç hatırlamıyorum.”
“Bir kuzgun neden yazı masasına benzer?”
“İkisi de şiirle dolu. Karanlık ve mizah, kâbuslar ve şarkılar.”
“Fakat ümit etmek,” dedi kedi, “olanaksızı olanaklı kılmanın bir yolu değil midir?”
“Bu imkânsız,” dedi. “O bir şey yapmadı. O masumdu. O...”
“Haklısın. Masumdu,” dedi Hapkacı. O kadar alçak sesle konuşuyordu ki güçlükle duyuluyordu. “Şehitler genelde öyledir.”
Biri katil olur, diğeri şehit.
Biri taç giyer, diğeri delirir.
“Ah, evet,” dedi Elsie. “İki Kale, bir Piyon ve bir Kraliçe. Bilmece böyle başlar ama nasıl biteceğini kim bilir?”
“Kalp bir kez çalındı mı asla geri alınamaz.”
“Bir şeyi çalmanın en kolay yolu,” diye mırıldandı Jest, “gönüllü olarak verilmesidir.”