Silinmiş, tahrif edilmiş, yozlaştırılmış, bağnazlaştırılmış, geleneksel bir din kalıbı ve anlayışı içinde uyutulan, uyuşturulan, sömürülen insanların Rabbe, Kur'an'a dönmeleri gerekliliği zaruriyeti, hüznü, zorluğu, sorumluluğu tek derdim oldu.
Göz kamaşır, ay tutulur, güneş ve ay bir araya toplanır. O gün insan "kaçacak yer neresi ?" der. Hayır o gün kaçacak yer sığınacak yer yok. (Kıyamet 5-10.11)
Bu insanlar nelere veya nelerine güveniyor ? Paranın, malın,şöhretin,servetin,rütbenin, etiketin, torpilin ve makamın hiç mi hiç Allah katında kendilerine bir masumluk kazandırmayacağını bilmezler mi ?
Öleceklerini ve Allah'ın huzurunda hesaba çekileceklerini nasıl unutabiliyorlar ?
Ahhhh keşke ben bu hayatım için iyi şeyler yapıp gönderebilseydim (fecr 24)
Anlamını ve yaşama gayesini yitiren kentlerin ve insanların yanında,
en diri,
en canlı,
en anlamlı şehirlerdir mezarlar.
Mezarlar diridir,mezarlar canlıdır..
Mezar bir tarihtir. Mezar bir kitaptır. Mezar bir ibret levhasıdır. Yeter ki insan gönlünün gözüyle bakabilirsin, ruhuyla idrak edebilsin kabirleri. Mezar terbiye ocağıdır. Mezar muhasebe mekanıdır. Mezarlar vahiy ölçüsüyle ve ötenin hesabıyla isabetli kararların alınabileceği ince duyguların Kur'an ve Sünnet ile değerlendirilebileceği Berrak yerlerdir. Anlamını ve yaşama gayesini yitiren kentlerin ve insanların yanında
en diri
en canlı
en anlamlı şehirlerdir mezarlar. Mezarlar diridir, mezarlar canlıdır.