Müjdat Gezen ya da doğum adıyla Halit Müjdat Gözen (d. 29 Ekim 1943, Fatih); Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, şair, eğitmen. Müjdat Gezen Sanat Merkezini kurmuştur. Kasım 2007'den beri UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi'dir.
29 Ekim 1943 tarihinde İstanbul Fatih'te doğdu. Sahneye ilk kez 1953 yılında Hırka-i Şerif İlköğretim Okulunda ilk piyesinde çıktı. Aynı yıl Doğan Kardeş çocuk dergisinde şiirleri yayımlandı. Yine bu yıllarda İstanbul Radyosu Çocuk Kulübü'nde mikrofonla tanıştı. 1956-57 yıllarında çeşitli amatör tiyatro topluluklarında rol aldı ve 1960 yılında İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda profesyonel oldu. Aynı yıl Vefa Lisesini bitirdi. 1961 yılında İstanbul Belediyesi Konservatuvarları Tiyatro Bölümüne girdi. 1962 yılında ilk filmini çevirdi.
Gezen, 1963 yılında ilk özel tiyatro çalışmasını yaptı. Münir Özkul ve Muammer Karaca Tiyatroları'na girdi. 1963-64 yıllarında sanat dergilerinde şiirleri çıktı. 1964-1966 yılları arasında askerlik yaptı ve oyun yazma denemelerinde bulundu. 1966 yılında Ulvi Uraz Tiyatrosu'na girdi. 1967 yılında arkadaşlarıyla birlikte Halk Oyuncuları'nı kurdu. 1968 yılında ilk kez kendi özel tiyatrosunu açtı ve aynı sezon İstanbul Tiyatrosu'nda çalıştı. 1970 yılında sahne çalışmaları, film çalışmalarında ve aynı zamanda TV çalışmalarında bulundu. Aynı yıl "Elif" adlı kızı dünyaya geldi. Gazete ve dergilerde yazdı. 1975 yılında ilk kitabı yayımlandı. 1999 yılı itibarıyla 28 yayımlanmış kitabı vardır. Ayrıca, ilkokul Türkçe kitaplarında yazıları mevcuttur. 1982 yılında bir yayınevi kurdu. Yine aynı yıl İstanbul Belediye Konservatuvarı ve sonradan İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında Türk Tiyatrosu öğretmenliği yaptı. Aynı yıl, yazar arkadaşı Kandemir Konduk'la birlikte Güldürü Üretim Merkezi'ni kurdu ve büyük gazetelerde mizah sayfası yönetti. 1983'te Çizgilerle Nazım Hikmet adlı kitabı nedeniyle kitabın karikatüristi Savaş Dinçel ile birlikte tutuklandı ve Sağmalcılar Cezaevi'ne gönderildi. 1991 yılında MSM'yi kurdu. 1992 yılında "MSM Ormanı"nı kurdu. 1995 yılında Hamlet Efendi adlı oyunu ödül aldı ve Devlet Tiyatroları'nda oynandı. 1996-1998 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde yazdı. 1997'de Devlet Tiyatroları'nda oyun yönetti. Aynı yıl Babam adlı oyunla ödül aldı. 1998 yılında ilk kez adını taşıyan tiyatrosunu kurdu. Yüz civarında filmde, elli civarında oyunda, binden fazla radyo ve TV skecinde rol aldı, bunların bir bölümünü yazdı ve yönetti.
İsmail Hakkı Dümbüllü'ün nesilden nesile devredilen fesini; Münir Özkul'dan devralmış ve 2017'de Şevket Çoruh'a devretmiştir.
Müjdat Gezen aynı zamanda şairdir. 74 adet şiirden oluşan "Şiirim Geldi Bırakın Beni" isimli bir albümü vardır. Albümde kendisiyle birlikte Savaş Dinçel, Mustafa Alabora, Perran Kutman, Ali Poyrazoğlu, Rutkay Aziz, Sunay Akın gibi isimler yer almıştır.
Unvan:
Türk Tiyatro, Sinema ve Dizi Oyuncusu, Şair, Eğitmen.
Öyle zamanlar tehlikelidir Şemsettin.
Ya gel cebime saklan ya bırak şapkana saklanayım
Kim vurduya gider insan fırsat yok ki kendimi savunup aklanayım
Bir ara sen de biliyorum kedilerden korkuyordun
Çünkü kendini işkembe zannediyordun
Böyle bir şey ben de atlattım,
İskemle sandım kendimi bir süre
Üzerime oturacaklar diye korkulardaydım.
Ama sonra
ÖNEMLİ NOT: Bu kitap baskıya girmeden önce Av. Celal ÜLGEN tarafından sansürlenmiştir.
Karşı gelecek insanların olduğunu bildiğim için en başa Müjdat Gezen’in savunmasını koyuyorum:
“Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerini aynen yineleyerek, ‘Sen benim vatanseverliğimi yargılayamazsın, haddini bil!’ dedim. Burada ‘Haddini bil’ hakaret ise;
Müjdat gezen benim en sevdiğim ustalarımızdan bir tanesi. Kendisinin son zamanlarda bir biyografi kitabı çıkınca öncelikle elimde olan ama daha önce okumadığım bir kitabına göz atmak istedim. İki saat içerisinde kitabı bitirdim. Her biri en fazla üç sayfadan oluşan, biraz hayatını, biraz düşüncelerini, fazlasıyla da siyasi olarak görüşlerini belirttiği anlatılardan oluşuyor. Samimiyeti sıkılmadan her konuda yazdığı satırları sizlere okutuyor. Bu kitaptan sonra yazdığı diğer kitapları da satın almayı düşünüyorum. Bu kitabı okurken çok zevk aldığım için değil de kendi yaşamına dair onun kelimeleriyle belki daha fazla anıya ulaşırım düşüncesiyle
...Biri kimliğini çıkardı: "Müjdat Bey bizimle geleceksiniz." dedi.
"Şaka mı?" dedim.
"Yok valla abi, emir var." dediler.
"Görebilir miyim?"
Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanlığı'ndan geliyor. Benim beş yıl önce yazdığım, Savaş Dinçel'in de resimlediği "Çizgilerle Nazım Hikmet" adlı kitabımdan dolayı tutuklama kararı.
Suç: Neşir yoluyla komünizm propagandası yapmak. Adliyenin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif etmek. Devletin emniyet, muhafaza kuvvetlerini tahkir ve tezyif etmek.
...Telefonu çevirdim. Savaş çıktı.
"Ben Birinci Şube'deyim, seni de bekliyoruz, gel." dedim.
"Sen buraya gel ne güzel kafa çekiyoruz." dedi.
"Ben gelemem tutukluyum."
"Ben de gelemem alkollüyüm."
Sonunda Tayyar Bey (1. Şube Müdürü):
"Durum ciddi Savaş atla gel." dedi.
Savaş Dinçel ve Müjdat Gezen'in yazdıkları kitap yüzünden yargılanma hikayesi işte böyle başlıyor.
Mahkeme için önce Diyarbakır'a gidiliyor. Ardından Diyarbakır Askeri Savcılığı görevsizlik kararı veriyor ve İstanbul'da sivil mahkemede yargılanmak için İstanbul'a geri dönüyorlar. Mahkeme Sağmalcılar'a yolluyor, birkaç gün sonra mahkeme hem Savaş Dinçel'in hem de Müjdat Gezen'in tahliyelerine karar veriyor.
Böylece bu tatsız hikaye zor geçen birkaç günün ardından kötü sonlanmıyor.
Kitap, Nazım Hikmet'i sevenler ve merak edenler için resimli bir biyografi niteliğinde. Nazım Hikmet'in yaşam öyküsü ve şiirlerine Savaş Dinçel ve Müjdat Gezen gözüyle bakmak isteyenler kesinlikle beğenerek okuyacaktır.