Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nilüfer Göle

Nilüfer GöleModern Mahrem yazarı
Yazar
8.1/10
71 Kişi
444
Okunma
51
Beğeni
5,1bin
Görüntülenme

Nilüfer Göle Sözleri ve Alıntıları

Nilüfer Göle sözleri ve alıntılarını, Nilüfer Göle kitap alıntılarını, Nilüfer Göle en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gerçek İslam bu değil (!)
İslamcı bakış açısını kabaca şöyle özetleyebiliriz: Örtü (hicab) içtimai bir zarurettir. Kadının iffeti, göreceği tecavüzden uzak oluşu nisbetindedir. Bu uzak kalma için de örtünmeden daha güvenilir bir yol yoktur. Kadının istiklalinin tek teminatı, kadının hürriyetini erkeklerin tahakkümünden koruyan aşılmaz bir settir. Bakmak, fitne şüphesi doğurur ve şehveti tahrik eder. Şehvetle bakmak haramın işlenmesine yol açar. Kadının elbisesi vücut hat­ları belli olacak şekilde bedene yapışık olursa bakmamak gerekir. Kadının dışarı çıkması kayıtlarla sınırlıdır. Kadınların erkeklerle beraber bulunmalan (ıhtıhat) fuhuşun artmasına sebep olacağın­dan yasaklanmıştır. Günaha düşme muhtemel olduğundan ve töh­met altında kalmak da söz konusu olduğundan, mahrem olmayan biriyle başbaşa yalnız kalmak da (halvet) yasaklanmıştır. Kadın şehvetten kesilmiş bir ihtiyar olursa ancak tokalaşmak caizdir çünkü haramlık fitne korkusundandır.[87]
İslam, modernliğin karşısında bir şey değil, modern toplum ile başetmenin bir aracı, yaşam pusulası olmaktadır.
Sayfa 180Kitabı okudu
Reklam
Benhabib'e göre, “örtünün kamu okullarında yasaklanması ilk başta ilerici bir devlet bürokrasisinin tikel bir grubun 'yüzü geçmişe dönük' göreneklerini modernleştirme çabası olarak görülmüştü." Ne var ki bu müdahale (bir terimin ya da kavramın tekrarının asla ilk kullanımın kopyasını üretmediğini, bilakis her "yineleme" ile anlamsal açıdan dönüştüğünü söyleyen Derrida'nın kelimeye yüklediği anlamla) "bir dizi demokratik yinelemeye düşmüştü," ve bu durum "bir yandan kamusal özdüşünümselliğe bir yandan da kamusal savunmacılığa yol açmıştı" (Benhabib 2006:13)
Sayfa 82 - metis yayınlarıKitabı okudu
Şerê Hesenan û Heyderan
Kadın bir yandan medeniyete katılımın ölçüsü, öte yandan cemaatin koruyucusudur. Kadının örtünmesine, Batıcı'ların gözünde "asrîleşmenin" önünde bir engel, İslamcı'ların gözünde ise "yozlaşmanın" önünde bir set olarak önem atfedilmektedir.
Sayfa 76 - MetisKitabı okudu
Erkek ve kadın arasındaki eşitsizliğin kaynağının toplumda olduğu ve İslam’dan kaynaklanmadığı görüşü İslami düşünürlerin ileri gelenleri tarafından savunulmuş ve Kuran bu yönde yorumlanmıştır.
Sayfa 139 - Metis yayınlarıKitabı okudu
"Patriyarkal baskı, kapitalist ya da sosyalist ... baskıların yanında süregelen bir olgudur. Bizim tarihimiz ve kültürümüz de bu baskıdan payını fazlasıyla almıştır... Bu coğrafyada kadının aşağılanmadığı iddiası koca bir yalandır...
metis yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her şeyden önce Atatürkün muasır medeniyet seviyesine ulaşma cabajbj demokratik dönem aydınları en basitinden batılılaşma gibi algılamışlar, değişimi yolundan saptırarak yozlaştırmışlardır. Atatürkün hedefi Batı uygarlığının ürünlerini kopya etmek değildi, Türkiye'yi bir uygarlaşma dinamizmine kavuşturmaktı. Bu uygarlık dinamizminin motoru her şeyden önce tam bağımsızlıktı.
Türkiyenin çağdaşlaşma girişimi yozlaşmıştır. Ama bu Atatürk'ün eseri değildir. Gardırop Atatürkçülüğü dönem diye bilinen zamanlara aittir.
Bir toplumsal yasam biçimi olarak da demokrasiye yatkın değiliz. Demokrasiyi, salt siyasal yönetim düzeni olarak değil, ama birbirimize barış içinde tahammül edebilme anlamında, yani toplumsal bir yaşam biçimi anlamında algılamakta da bireyler ve siyasal örgütler olarak çok eksiğiz.
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk vs Gandhi
Özellikle kılık kıyafet usullerindeki değişimler siyasal simgesellikle yüklüdür. Mustafa Kemal Atatürk ve Mahatma Gandhi, Türk ve Hint bağımsızlığının vücut bulmuş halleri olan ve kendi uluslarının "baba"ları olarak bilinen bu iki şahsiyet kamusal hayatları ve giyinme tarzlarında, yerel ve Batılı kültürlere, geleneksel ile modern, manevi
Sayfa 19 - Metis Yayınları, Beyoğlu, İstanbul.Kitabı okudu
Toplumda militan, özel yaşamda geleneksel Müslüman kadın, siyasal islamcı hareketin idealize ettiği kadın tiplemesidir."
metis yayınlarıKitabı okudu
Kadının bedeni dün olduğu gibi bugün de toplumsal tercih meselelerine sahne olmaktadır.
metis yayınlarıKitabı okudu
+1
Türk sekülarizmi, içinde birçok etnisitenin, birçok dinin bulunduğu Osmanlı İmparatorluğu mirasına karşı tektipleştirme ve homojenleştirme siyaseti çerçevesinde işler. Müslüman olmayan azınlıkların imparatorluğun son yıllarında ve Cumhuriyet döneminde katliam ve nüfus mübadeleleri sonucunda bertaraf edilmiş olması, Sünni İslamın çoğunluk dini haline geldiği bir toplumsal alanı ortaya çıkarmıştı. Sekülarizm "dinden bağımsız" bir ulusal cemaat idealini temellendirmiş, ama bu cemaati zimnen gerek kozmopolit imparatorluğun Müslüman olmayan azınlıklarına gerekse de Alevilere ve Kürtlere karşıt biçimde Müslüman ve Sünni çoğunluk çerçevesinde tanımlamıştı.
Metis YayınlarıKitabı okudu
““Kadının görünürlüğü, kadının devingenliği ve kadının sesi”eskiden olduğu gibi şimdi de hem sözcük anlamıyla, hem de sembolik olarak Türkiye’de ve diğer yerlerdeki modernistlerle İslamcılar arasındaki çatışmanın bahislerini teşkil etmeyi sürdürmektedir.”
734 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.