Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Sherwood Anderson
Sherwood Anderson Yorumları ve İncelemeleri
Sherwood Anderson yorumları ve incelemelerini, Sherwood Anderson kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Sherwood Anderson puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Anderson ile tanıştığıma çok memnun oldum. Kitap buram buram edebiyat kokuyor. Bu senenin çok sevdiğim kitapları arasında yerini aldı. Roman türünde, aslında birbirine bağlı hikayelerden oluşuyor.. Ustanın cümleleri nefes alıyor sanki.. Hayattan.. Okurken gerçeğin içinde izlenimi verdi. Winesburg, Ohio daki kişilerle tanışmak, onların hayatlarına, hayal kırıklıklarına, acılarına, ihtiraslarına , aşklarına şahit olmak mükemmeldi. Hemingway, Faulkner gibi yazarlara da ilham olmuş Anderson. Çeviri gayet iyiydi bana göre. Şans vereni pişman etmez diye düşünüyorum.
'Harika bir hikayem var ama anlatacak bir yol bulamıyorum..'
.
1876 Ohio doğumlu Sherwood Anderson için William Faulkner şöyle diyor: 'Sherwood Anderson bizim dönemimiz Amerikan yazarlarının öncüsüdür. O, sonraki kuşaklara aktarılacak bir geleneğin, asıl değeri hiçbir zaman tam olarak bilinememiş, en önemli temsilcisidir.'
Ben de kitaplığımda başka bir eseri daha bulunmasına rağmen; öykü kitabı olan Yumurta ile tanışmak istedim yazarla.
Kitapta yer alan dokuz öykü de tek kelimeyle 'tuhaf'tı. Güzelliği olan bir tuhaflık bu. Bilhassa 'Yumurta' öyküsü öyle beklenmedik bir yerden dokundu ki bana..
Aniden gelen farkındalık, düşününce imkansız gelen şeylerin karşımızda belirivermesi, sıradan hayatların konuşulmayı bekleyen sırları gibi pek aşina olmadığım konulardaydı bu öyküler. Severek okudum.
.
Gül Alkan Oduncu çevirisi,Umut Durmuşoğlu çok beğendiğim kapak tasarımıyla~~
“Hayatta yapılabilecek çok şey görüyorum ama çok az şey yapıyorum.”
Tuzak Kapısı adlı öykünün karakterlerinden Hugh’un bu sözleri Anderson’ın hayatlarını istediği gibi yaşayamayan tüm karakterlerine genellenebilir. Yumurta’da dokuz öykü var. Farklı okumalara açık, kendi içene hapsolmuş sıradan insanların öyküleri. Hem kendine hem birbirine yabancılaşan insanların içsel dünyalarını, tekinsiz bir atmosferde yalın bir dille aktarıyor. İyi öyküler okuyacağımı biliyordum ama bazı öyküler benim için sürpriz oldu, çok sevdiğim öyküler arasında yerlerini aldılar.
Sherwood Anderson (1876-1941), Amerikan edebiyatında yakından tanıdığımız Hemingway, Steinbeck, Faulkner gibi isimleri etkilemiş. Es geçilmemeli.
·
Puan vermedi
Olmadı, okuyamadım. Dedalus basımıydı elimdeki, ancak eski kelime kullanma meraklısıydı çok genç çevirmenimiz. Belki başka bir versiyon olsaydı, bilemiyorum.
Yirminci yüzyılın ilk yıllarında bir Ortabatı kasabasındaki yaşamı tasvir eden birbiriyle ilişkili yirmi üç öyküden oluşan bir kitap Winesburg, Ohio. Memleketinin sınırlarını terk etmeyi ve bir yazar olarak daha geniş bir dünyaya adım atmayı hayal eden haber muhabiri George Willard'ın etrafında gelişen döngüsel olaylar ve bu olaylara dahil olan kasaba halkının gündelik hayatları kitabın konusunu oluşturuyor. Yani belli bir olay örgüsü yok, fakat iyi edebiyat var. Öyle ki kendinden sonra gelen Faulkner'e ilham olmuş, Hemingway'i de etkilemiş yazar.
Kısaca: Küçük bir kasabada acının, özlemin ve belirsizliğin insan olmanın kaçınılmaz yönleri olduğunu ve sahip olduğumuz tek şey olduğu için hayatı sevmemiz ve ona değer vermemiz gerektiğini biraz melankolik biraz umutlu biraz kırılgan sıradan kasaba insanları üzerinden anlatıyor Anderson. Çok severek okudum. Özenli çeviri, iyi edebiyat.. Daha ne olsun.
“Filozofların çoğu tavuk çiftliklerinde büyümüş olmalı. Bir tavuktan çok şey umut edersin ama korkunç bir şekilde hayal kırıklığına uğrarsın. Küçük tavuklar, hayat yolculuğuna yeni çıkıyorlar, çok parlak ve uyanık görünüyorlar ama aslında korkunç derecede aptallar. İnsanlara o kadar çok benziyorlar ki, insanın hayatla ilgili yargılarını karıştırıyorlar.”
Amerikan edebiyatının öncü yazarlarından Sherwood Anderson kendisinden sonra gelen Ernest Hemingway, John Steinbeck, William Faulkner gibi yazarları da etkilemiştir. Hatta kitabın arka kapağında William Faulkner’ın “Sherwood Anderson bizim dönemimiz Amerikan yazarlarının öncüsüdür. O, sonraki kuşaklara aktarılacak bir geleneğin, asıl değeri hiçbir zaman tam olarak bilinememiş, en önemli temsilcisidir.” sözü yer alıyor.
Dokuz öykünün yer aldığı kitapta oldukça ilginç kurgulara şahit olacaksınız. İlk öyküde afalladım, ama sonra yazara alıştım. Beni en çok Tohumlar ve Yumurta öyküleri etkiledi.
Okuduğunuza pişman olacağınızı sanmıyorum.
Kitapta yer alan dokuz öykünün dokuzu da beni sarstı. Sıradan insanların kendilerine yabancılaşmalarını anlatan öykülerin her biri sıra dışı kurguya sahip.
Kendi yalnızlıklarının iyice içine çekilip, orada yaşayan insanların ve oradan çıkmaya çalışan insanların öyküleri sade ve dupduru bir dille aktarılıyor.
Birçok yazarı etkileyen Sherwood Anderson belli bir notadaki insanları anlatsa da aslında genel bir durumu aktarıyor ; insanın kendi içindeki bocalamayı...
Karakterlerin neredeyse hepsi hayatını arındırmaya çalışan , bir kabuğun içinde yaşadığını hisseden ve çoğu bu kabuktan çıkmak isteyen kişilerdir. Öykü karakterleri hayatta yapılacak çok şey olduğunu bilir , gözlemler fakat yine de çok az şey yaparlar .
Hayat akıp giderken hep oldukları yerde kalanların hikâyeleri bende iz bıraktı.
Kitap içinde yer alan yaşlı adamın hikâyesi olan Bunak , Tohumlar, Kardeşler ve Kahverengi Paltolu Adam öyküleri beni en çok etkileyen öykülerden oldu.
Öncelikle neden kitabın orijinal adıyla kullanışmamışta içindeki öykülerin bir tanesinin başlığı kullanılmış anlayamadım. Hani kullanılan başlık içeriği kapsayıcı bişey olsa bir nebze anlayacağım.
Açıkcası eser bana çok karışık geldi ve hiç hoşama giden bir eser olmadı. Bir kişi etrafında şekillenen ve sürekli başkalarının hayatlarından kesitler sunan ancak nasıl başladığının, nasıl sonuçlandığının tam olarak anlaşılmadığı hikayeler topluluğu olduğunu kısaca söyleyebilirim
Sherwood Anderson, Amerikan Edebiyatının en etkileyici yazarlarından. Bu kitabı çoğu yazara yol göstermiş, okuyanları büyülemiş. George Willard isimli bir gencin ekseninde yazılmış öyküler okuyoruz kitapta. Her hikayede farklı ama duygusallık ve gerçekçilik bakımından birbirleriyle yolları kesişen kasaba sakinlerini tanıyarak, onların dünyasına dalıyoruz. Müthiş bir anlatım, o kadar dolu dolu bir kitap ki bitsin istemedim. Yedi Yayınları'nın kusursuz baskısı ve çevirisiyle de mest oldum diyebilirim.
149 syf.
10/10 puan verdi
Sherwood Anderson'ı tanımama Charles Bukowski sebep oldu. Ve bundan hiç pişman olmadım. Gerçeklerden bahseden insan tasvirleriyle cümleleri mermi gibi.
Bu kitapta sanayileşmekte olan dünyada küçük bir kasabada yerel bir gazete muhabirinin çevresinde olan insanların hayatlarını tasvir etmiş. İlişkileri, hayata bakış açıları, aşkları ve yetersizlikleriyle kısa ama öz bir eser. Güzel bir doğayla tezatlık oluşturacak insanlarda karşımıza çıkıyor. Yazarın eserlerini satın almak için internette arattığımda iki kitap karşıma çıktı biri "Kasabamız" diğeri de Winesburg, Ohio" ikisi de aynı kitap, farklı yayınevleri. Ben yandım siz yanmayın okumak isteyene Kasabamız'ı gönderebilirim.
184 syf.
8/10 puan verdi
Sherwood Anderson ismini ilk kez Bukowski ya da Hemingway'den duyduktan sonra tanıdım. Amerikan edebiyatına yön veren bir yazar. Nitekim Faulkner'ın da etkilendiği bir isimmiş.
İlk okuduğum Winesburg, Ohio kitabından sonra bu kitabı beğenmemek değil de biraz daha az beğendiğimi söyleyebilirim. Daha çok cümleleriyle görkemli bir hâl alan bir eser. Grotesk bir edebiyat Anderson'unki ve şiirsel bir yazı tipiyle görkemli bir hâl alıyor elinizdeki. Önceki kitapta yer eden kısa öyküleri de var yani biraz gölgeli ama Türkçeye kazandırıldığı düşünüldüğünde heyecanınızı gölgeleyemiyor.
Her ne kadar roman dense de bence birbirine ilintili kişi hikayeleri okuyoruz. Zamanın ilerisinde kalan bir hikaye dizilimi hem de.
Özenli çevirisi de kitabı daha da güzelleştirmiş. Yedi yayınları gümbür gümbür geliyor bana göre. Takipte kalınız.
Günümüzde ayıla bayıla okuduğumuz, Hemingway'dan Faulkner'e geniş yelpazede yazara ilham olan kalemin bu kitabına da bi şans veriniz..
Keyifli okumalar
#readingismycardio #aslihanneokudu #okudumbitti #2021okumalarım #okuryorumu #kitaptavsiyesi #neokudum #yediyayınları #winesburgohio #sherwpodanderson