Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Vahdettin Engin

Vahdettin EnginPazarlık yazarı
Yazar
Editör
8.3/10
267 Kişi
1.093
Okunma
68
Beğeni
5,7bin
Görüntülenme

Vahdettin Engin Gönderileri

Vahdettin Engin kitaplarını, Vahdettin Engin sözleri ve alıntılarını, Vahdettin Engin yazarlarını, Vahdettin Engin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
alıntıda anlatılan konu ile ilgili türk tarih kurumunun yaptığı kısa film ile alakalı bir iki şey söylemek için bu gönderiyi alıntılıyorum.. (ilgili video; youtu.be/7K6LL04iPd0?si=... ) 1. videoda yer alan Mustafa Kemal'in üniforma yakalıkları o dönem Mustafa Kemal'in kullandığı yakalıklar değildir.. zira o
Poyraz Ayrıç

Poyraz Ayrıç

@PoyrazA
·
16 Nisan 16:09
Mustafa Kemal'in 15 Mayıs 1919 günü Sultan Vahdeddin ile yaptığı görüşmede, Vahdeddin'in Mustafa Kemal'e söylediği şu sözler bugüne kadar süren bir tartışmaya neden olmuştur: "Paşa, Paşa, devleti kurtarabilirsin!" Vahdeddin'in bu sözlerini duyan Mustafa Kemal de ciddi şekilde şaşırmış ve hayrete düşmüştür. Hatta ilk
Sayfa 219 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
"Türk İmparatorluğu bana ait değildir, Türk milletinindir. Ben onun hiçbir parçasını vermem. Bırakalım Yahudiler milyarlarını saklasınlar, benim imparatorluğum parçalandığı zaman onlar Filistin'i hiç karşılıksız ele geçirebilirler. Fakat, yalnız bizim cesetlerimiz taksim edilebilir. Ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade edemem. '
Sayfa 64 - YeditepeKitabı okudu
Reklam
"Ben bir karış bile olsa toprak satmam, zirâ bu vatan bana değil milletime aittir."
Sayfa 64 - YeditepeKitabı okudu
"İmparatorluğun prestiji için önemli olan Hicaz'daki kutsal topraklara, Yahudilerin devlet kurmaya çalıştığı Filistin'e ve Ermenilerin göz koyduğu Doğu Anadolu'ya şiddetle sahip çıkmış, buralar üzerinde oynanan uluslararası oyunları bozmak için devletin bütün imkânlarını kullanmıştır."
Sayfa 6 - YeditepeKitabı okudu
meDeni avrupa
Kendilerini medeni olarak niteleyen Avrupalıların Yahudileri ülkelerinden kovmalarını anlamak da zor ama aynı zamanda düşündürücüydü.
Sayfa 38 - YeditepeKitabı okudu
Siyaset İlmi
Şerif Hüseyin Hicaz bölgesinde nüfuzu olan birisiydi. Sultan Abdülhamid, Şerif Hüseyin'in İngiliz ajanları irtibat halinde olduğunu haber alınca onu ailesiyle birlikte 1891'de İstanbul'a davet etti ve 18 yıl boyunca bir daha da bırakmadı. II.Abdülhamid'e göre Şerif Hüseyin karizmatikti, lakin zeki ve dirayetli bir devlet adamı değildi. Bu yüzden kullanılmaya müsaitti. İstanbul'daki bu zorunlu ikametgâh 1908 yılına kadar sürdü. II. Abdülhamid bu süre içinde Şerif Hüseyin'in bu karizmasının, zaafları yüzünden Osmanlı Devleti aleyhine kullanılmasına da set çekmişti. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra Mekke'ye dönmesine izin verilen Şerif Hüseyin aynı zamanda Mekke Emiri oldu.
Sayfa 16 - YeditepeKitabı okudu
Reklam
Fatihin Soyundan Gelen Bizler
Eski hükümdar, dâhiliye nazırını sonuna kadar dinledi. O susunca keskin nazarlarını hepimizin üzerinde ayrı ayrı gezdirdi ve dedi ki: ' Şevketli biraderimin bastığı yerlere dahi bağlılığımı arz ederim. Ancak endişeleri tamamen yersizdir. Eğer dokunulmamış ise, ben zamanında Çanakkale'yi fevkalade tahkim eylemiştim. Oradan hiçbir donanmanın geçmesi mümkün değildir. Amma farz edelim ki öyle bir felaket başa geldi. O halde hükümdarın yapacağı şey tacını tebaasını terk ederek kaçma zilleti değil, sarayındaki payitahtının taşları altında canını feda etmektir. Hazreti Fatih, bu beldeyi küffar elinden fethettiği zaman , Bizans imparatoru Konstantin kaçmayıp, harp ede ede yıkılan kalelerin altında can vermek kahramanlığını göstermiştir. Biz Fatih'in soyu, Konstantin'den aşağı kalamayız. Zat-ı Şahane' ye böylece arz edin. Müsterih olsunlar ve ezeli iradeye boyun eğsinler. Şuaradan şuraya kımıldamasınlar, düşman buraya giremez. Bana gelince, ben artık hiçbir yere gitmem. Yegâne arzum burada ölmektir. Biraderimden ve hükümet-i seniyyeden bu arzuma yardımcı olmalarını dilerim!' Bunları söyledikten sonra kısa temennalarla bizi selamlayıp odadan çıktı.
Sayfa 337 - YeditepeKitabı okudu
Savaş Çıkmaza Girince Sultanla Hasbihâl
16 Ekim 1917 tarihinde Enver Paşa Sultan Hamid'i ziyaret etti. Sultan Reşad ve o esnada Türkiye'de bulunan Alman İmparatoru II. Wilhelm'in selamlarını iletti. Bu ziyaret vesilesi ile Enver Paşa'nın savaşın gidişatı ve ülkenin durumu hakkında Abdülhamid'e geniş bilgi verdiği anlaşılmaktadır.
Sayfa 342 - YeditepeKitabı okudu
376 syf.
9/10 puan verdi
·
30 günde okudu
Bir Devrin Son Sultanı
Selamünaleyküm, Bu saatlerde kitabı bitirmek nasip oldu. Kitap Vahdettin Engin hocaya ait, Vahdettin hoca Sultan Hamid üzerine detaylı çalışan ve Sultan üzerine birçok noktayı aydınlatan değerli bir akademisyen. Kitapta Sultanın iktidar dönemine bir noktadan da olsa eşlik ediyoruz. Kitap genel hatlarıyla güzel ve bizlere aktardığı tüm bilgilerin dipnotu düşülmüş bununla birlikte kaynakları da belirtilmiş. Tarih belgelerle yapılır ve Sultan üzerine belgelerle yapılan güzel bir çalışma ve tabii ki Sultan üzerine yazdığı bir çok eser birlikte okuyarak en sonunda bu çalışma bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Hocanın bu çalışmalara başladığında mı yoksa çalışmaların sonunda mı bilmem ama Sultana karşı sempatisini de hissediyoruz, zaten insanın bulunduğu bir yerde taraf olunmamak imkansız olsa gerek... Vesselam..!
Bir Devrin Son Sultanı 2. Abdülhamid
Bir Devrin Son Sultanı 2. AbdülhamidVahdettin Engin · Yeditepe Yayınevi · 2017142 okunma
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Hem kısa ve öz olmayı hem de detayları yakalamayı başarmış nadir eserlerden. Ayrıca Vahdettin Engin'in fikir olarak durduğu nokta da beni etkiledi. Gördüğüm en objektif yazarlardan biri. Kitabında da bu özelliği gayet açık bir şekilde görünüyor. Kısacası milli mücadele tarihine genel hatlarıyla ve en gerçekçi şekliyle hâkim olmak isteyenler için çok değerli bir kitap.
Sorularla Milli Mücadele Tarihi
Sorularla Milli Mücadele TarihiVahdettin Engin · Yeditepe Yayınevi · 202020 okunma
Reklam
1922 yılından tam 851 yıl önce, 1071'de kutlu bir 26 Ağustos günü Sultan Alparslan liderliğindeki Türk ordusu, Romen Diyogenes'in komuta ettiği Bizans ordusunu Malazgirt'te kesin bir yenilgiye uğratmış ve Anadolu'nun kapısını Türklere açmıştı. İşte Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Batı Anadolu'nun kurtarılıp Anadolu'nun yeniden Türkleşmesini sağlayacak saldırının (Büyük Taarruz) yapılacağı tarih için Malazgirt'i referans alıyor ve taarruz ve zafer tarihini 26 Ağustos 1922 olarak belirliyordu.
Sayfa 209Kitabı okudu
Uluslararası hukuk kurallarına göre bir antlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için imzalanmasından sonra Meclis tarafından da onaylanması gerekmekteydi. Osmanlı Mebusan Meclisi toplantı halinde olmadığı için de ortada onay makamı bulunmuyordu. 11 Ekim 1920'de İngiliz Yüksek Komiseri De Robeck, Sultan Vahdettin ile görüştü. Parlamento kararı olmadan da Sevr'in padişah tarafından onaylabileceğini, aksi halde Türkiye için felaket olacağını söyledi. Padişah, Ankara'ya heyet göndereceğini gerekçe olarak gösterip imzalamaktan kaçındı.
Sayfa 151Kitabı okudu
23 Nisan 1920 günü açılan Büyük Millet Meclisi, hemen toplandığı gün aldığı bir numaralı kararla aslında son Osmanlı Mebusan Meclisi'nin devamı olduğunu gösteriyordu. Meclisin gündeminde birçok mesele varken Ağnam Vergisi Kanunu'na öncelik tanınmıştı. Çünkü İstanbul'daki son Osmanlı Meclis-i Mebusan'ı, İngilizler tarafından dağıtılmadan önce Ağnam Vergisi Kanunu görüşülüyordu.
Sayfa 132Kitabı okudu
İngilizler, mütareke yerini kendileri belirlemişler ve bunun için Limni Adası, Mondros limanında demirli Agememnon zırhlısını uygun görmüşlerdi. Bu durum İngilizlerin 1915 Çanakkale'de uğradıkları büyük yenilgiyi unutmadıkları anlamına geliyordu. Agememnon zırhlısı Çanakkale Savaşı'na katılıp yara alan gemilerden biriydi.
Burada geçen on beşli ifadesi (türkü) askere gidenlerin on beş yaşında oldukları yani neredeyse çocuk yaşında bulundukları şeklinde bir algı oluşmasına yol açmıştır. Hâlbuki işin doğrusu, Birinci Dünya Savaşı sırasında en son Rumi 1315 doğumluların (o sıralar asker alma kanunundaki değişiklikle) askere gitmiş olmalarıdır. 1315 doğumlu bir genç, 1917 yılında 17 yaşındadır.
774 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.