bütün çalışmalarımız yalnızca ve yalnızca fikirlere dayanır ve fikirler de zaman içinde değişir, bu nedenle çoğu kez, yeni bitirdiğimiz bir şeyi tekrar bozar ve yeniden başlarız.
Bir insanın yeteneğini geliştirmek uğruna mutluluğunu heba etmesi haksızlık değil mi? Bir gün tamamen değişmiş bir dünyada bunları kavrayabilen herhangi biri olacak mi?
Hatıralarımız aylarca, yıllarca içimizde uyur ve sessizce çoğalırlar, ta ki önemsiz, küçücük bir şey onları uyandırıp bizi tuhaf bir biçimde hayata karşı kör edinceye kadar.
Bizans İmparatoru İustinianos döneminde iki İranlı keşiş, ipekböcekçiliğinin gizemlerini araştırmak için uzun süre Çin’de kalmış ve bu değneğin içinde ilk ipekböceği yumurtalarını imparatorluk sınırları dışına çıkararak Batı dünyasına getirmeyi başarmıştı
ardı arkası kesilmeyen o derin düşüncelerin, rüyalara kadar giren o yanlış bir iplik atılmış olabileceği duygusunun insanı ne tür çıkmaz sokaklara ve derin kaygılara sürükleyebileceğini anlamak, tahminimce hiç kolay değildir.